Yeni Konular
GÜNCEL etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
GÜNCEL etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

ROTAMIZ FİLİSTİN YÜKÜMÜZ İNSANİ YARDIM


İSRAİL BİR KEZ DAHA TÜM DÜNYANIN GÖZLERİ ÖNÜNDE KATLİAM YAPIYOR...

HİÇBİR SİLAHA SAHİP OLMAYAN SADECE YADIM AMAÇLI BİR GEMİYE SALDIRIDA BULUNARAK NE KADAR ACİZ BİR KONUMDA OLDUĞUNU TÜM DÜNYAYA GÖSTERMİŞ OLDU..

RABBİM İSRAİL ABLUKASINDAKİ GEMİDE BULUNAN BÜTÜN KARDEŞLERİMİZİN YAR VE YARDIMCISI OLSUN ...ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETİYLE KUŞATSIN İNŞ....

BU GEMİLER ÇOK ŞEY DEĞİŞTİRDİ


İsrail amansız bir tutkuyla kendisine vaad edilen feci akibete doğru hızla yuvarlanıyor.

Demek ki yazgı böyle bir şey! Vakti gelince kendi ayaklarınla ölüm vadisine koşuyorsun…
Zaten ilahi bir yasadır, bir kavim helak edilmeyi hak ettiğinde, Allah mücrimlerden ve fasık sefihlerden basiretsiz idareciler verir. O idareciler onları yavaş yavaş helake götürür:

“Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz” (İsra, 16)
Maalesef çok geniş dünyevi imkanlara ve teknolojik bir üstünlüğü sahip olmalarından dolayı İsrailoğulları şımarmış durumdalar. Daha doğrusu onlar adına hareket eden siyonistler… Kimsenin gücü kendilerine yetmez sanıyorlar. Ve sanıyorlar ki, kendilerini denizden geçiren Rableri hala onlarla beraberdir. Oysa o gün onlar mazlum bir halk idiler. Bugün ise İsrail, Firavunlar Mısır’ı, Filistinliler ise o yurdun mazlum ‘İsrail oğulları’ olmuşlar…
Filistinlileri selamet sahiline çıkaracak ‘deniz yarılması’nın gerçekleşmesi de an meselesi… Onlar da tıpkı huyunu kaptıkları ve suyuna gittikleri Firavun (zaten Firavn güç ve kudret sahibi olmak demektir ki, bugün İsrail dünyanın bir numaralı güç ve kudrete sahibi ülkesidir) ve ordusu gibi ilahi hışma doğru sürüklenip gidiyorlar.
Onları bekleyen ‘akıbet’, Tevrat’ın da belirttiği gibi topyekûn bir imhadır. ‘Gargat ağacı’ –ki mağaraların yani yerin altına saklanmış gizli ve acayip güçler demektir (bir tür manyetik yelektir ki giyene kurşun isabet etmiyor ve onu dijital taramalardan ve gözlerden saklıyor) inşallah ilerde onu biraz açacağım- bile onları kurtaramayacak…

* * *
Koştukları akıbet nasıl bir akıbet mi? İşte Tevrat’tan bir paragraf:

“Yehuda’da (Telaviv) bildirin ve Yeruşelim’de (Kudüs) işittirin ve deyin; Memlekette boru çalın; yüksek sesle bağırın. Ve deyin: Toplanın da duvarlı şehirlere girelim. Siyona doğru bayrak kaldırın; kaçıp sığının, durmayın; çünkü ben Şimalden (Kuzeyden) üzerinize büyük bela ve kırgın (katliam) getireceğim. İşte aslan sık ormanından çıktı. Ve ‘milletleri helak eden’ (cengâver) yola düştü; şehirlerin harap olsun ve onlarda oturan kalmasın diye senin diyarını viran etmek için yerinden çıktı” (Yeremye Bab 4, Pargraf 3)

Şimdi de şu hadis-i şerife bakın:
“Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek 'Ya Müslim! Ey Allah (c.c.) kulu! Gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır, diyecek. Sadece 'gargat' ağacı bunu söylemeyecek çünkü o Yahudi ağacıdır” buyruluyor. (Sahih-i Müslim, Kitab-ul Fiten H. 2239).
İşte hiçbir ikazı dinlemeyen, dünyayı takmayan İsrail’in akıbeti bu!

Peki bu akıbetin başlarına geleceğini kabul etsek bile, bunun şimdi olacağının garantisi ne?
Tevrat’ın şifresindeki açılımlar!

* * *
İsrail oğullarının, kıyamet kopmadan önce, kendilerine son defa verilen ‘iktidarı’ (devlet olma) şansını kötüye kullanacakları, bölgede fesat ve bozgunculuk çıkaracakları, sonuçta da tüm insanlığın onayı ile kozmik bir imhaya uğratılacakları haber veriliyor. Adeta, insanlığın, beşerin bünyesini sarmış kanserli hücrelerin temizlenmesi gibi insanlık vücudunun bu habis hücrelerden temizleneceği haber veriliyor.
Bu hem Tevrat, hem Kur’an, hem de hadis-i şeriflerce onaylanıyor. Onun ne zaman olacağını ise Tevrat’ın şifresi belirliyor.
Kur’an’ın ifadesiyle ‘ahiret vadi’ geldiğinde (İza cae va’dü’l-ahireti), İsrail oğullarının bir kere daha Nebukadnazar dönemindeki gibi topyekûn bir katliama uğrayacaklarını İsra Suresi’nde net ve açık bir şekilde haber veriyor.
Tabii ki burada asıl mesele, ‘ahretin va’di’ tabirinin, bir tarihle ilintilendirilmesidir. Yani onun bu dönemde ve bu zamanda olup olmadığını nereden bileceğiz?
Bu noktada da Tevrat’ın Şifresi adlı kitaptan net işaretler bulabiliyoruz:
Tevrat’ın şifrelerini çözmek için iki Rus matematik profesörü tarafından yapılmış bir hesaplama programına ‘günlerin sonu’ ifadesi verildiğinde (5756) 1996, ‘armageddon’ (insanlığın son büyük savaşı) kelimesi verildiğinde 2000, nihayet ‘Kudüs eksenli atomik savaş’ ifadesi verildiğinde ise (5766) 2006 tarihine denk gelen rakamlar çıkmaktadır. İsrail’i helak edecek hadiselerin başlangıcı olarak 1996 yılı verilir. Sonra bu sürecin 2006’ya kadar değişik süreçlerde tırmanarak devam edeceğini ve 2012 yılı itibarıyla da düğmeye basılacağı zaman olarak ortaya çıkar…

Esasında bu akıbeti onlar bizden daha iyi biliyorlar. O yüzden de o büyük hadisenin (hadislerde geçen yevmü’l-melhame) öncesindeki olayların dizilişine müdahale ederek sonucu kendi lehlerine çevirmeye çalışıyorlar.
O büyük imha hareketi, üç sembolik şahsın (Muhammed (asv), -yani Müslüman Araplar – Musa (as), (yani Yahudiler), Nuh’un çocukları (yani Türkler) kavgası gibi aktarılmış. Hz. Muhammed (asv) ayette ismen değil ‘abd’ (=kul )olarak geçer. Çünkü o hadiselerin cereyan edeceği zamanda Araplar –bugün olduğu gibi- kendi adlarına konuşabilecek dirayette ve kabiliyette olmayacaklar. Musa (as) bir kere kendi adıyla, bir kere de Beni İsrail olarak geçer… Bu demektir ki Yahudiler kendi haklarını savunabilecekleri durumda oldukları halde ayrıca da yeryüzüne dağılmış çocuklarından yardım ve destek alacaklar.

Hz. Nuh ise kendisi olarak değil, zürriyetinden gelenlerle anılır. Nuh’un çocukları, şükretmeye çağırılırlar… Bu da demektir ki, Türkiye o hadiseye bulaşmamak için azami gayret sarf edecek ve etmeli. Ama neticenin belirlenmesinde asıl görevin ona verileceği ve şereften dolayı da şükür etmesi gerektiği vurgulanır. Sonra da o akıbetin nasıl gerçekleşeceği anlatılır.

Denilir ki size iki kere iktidar (devlet olma şansı) verdik. Bunların bikinicisi gerçekleşip de siz bozgunculukta haddi aşınca ( haddi aşmak; kendilerinden olan peygamber ve liderleri ve farklı inanan din kardeşlerini öldürmek demektir) biz de üzerinize acımasız kullarımız gönderdik. Güney Irak’ta kurulu Babil krallığı kuzeydeki İsrail devletini ve Kudüs’teki Süleyman mabedini yıktı, kuzey Irak’ta kurulu Ninova krallığı da Yehuda’yı yıkıp yok etti.
Ayet, İsrail oğullarına hitaben, diyor ki, “biz daha sonra sizi oğullar ve mal mülk ile destekleyeceğiz, sizi o bölgede nefer olarak çoğaltacağız ve siz, sizin devletinizi yıkanlardan intikam alacaksınız.” İşte bugünkü Irak’ın hali de o rövanşın alındığını gösteriyor.
Sonra diyor ki “ahiret vadi geldiğinde biz yine üzerinize acımasız kullar göndereceğiz. Yine mescide (Kudus yahut belki de yeniden inşa etmek için çabaladıkları Süleyman Mabedi’ne) girecekler ve bu kere öncekinden de beter cezalandırılacaksınız….” (İsra, 1-8)
Bu cezalandırmanın nasıl bir şey olacağının ipuçlarını da yine Tevrat veriyor. Nitekim Tevrat’ın herhangi bir yerinde ‘atomik soykırım’ veya ‘dünya savaşı’ ifadesi geçiyorsa mutlaka Kudüs ile birlikte anılmaktadır. Çünkü Kudüs, ‘lanetli’ İsrail oğullarına haram kılınmıştır. Onları helak edecek ilahi gazap, onların Kudüs’ü yeniden ele geçirmeleri üzerine vaki olacak. İşaya’da Kudüs’ün adı Ariel diye isimlendirilmiş ve Ariel adı lanetlenmiştir. Şöyle ifade edilir: ‘Lanet olsun sana Ariel! Ey Davud’un yerleştiği şehir Ariel!”

Yeremya ise, Kudüs'ü, İsrail'in ‘boşadığı kadın’ diye tarif eder ve ona yeniden dönmesi kesinlikle haram kılar. Şöyle der Yeremya Bab 3, parağraf 1’de:
“Bir adam karısını boşar ve yanından gidip başka birisinin karısı olursa (Yani sizin elinizden çıkıp Müslümanların şehri olursa) adam olan o kadına bir daha döner mi? O diyar onlar için murdar ve haram olmaz mı?”
İşte İsrail Kudüs’ü işgal edip onu başkent haline getirmesiyle fitili ateşledi. Takdir edileni mukadder kıldı. Halbu ki bir daha oraya dönmeyecek yahut en azından Kudüs’ü istemeyecekti. Ve tabi bir de kendine ‘vekil’ edinmeyecekti.
O Kudüs’ü alıp başkent yapmakla boşadığı kadına döndü ve sırtını Amerika’ya dayamakla da Allah’tan başka vekil edinmiş oldu. Ardından da 1996’ya iki ay kala kendinden olan lideri öldürdü… bunlar sembolik işaretlerdir. Diğer tüm dünyevi olaylar ve hadiseler ise o takdirin tezahüründen ibaret… Tabii sivil geminin Aşdod limanına çekilmesi de büyük bir işarettir ki ‘Kuzey’den gelecek ‘Arslan’ın yerinden kalkıp harekete geçtiğini haber veriyor. ‘Tartan’ın Aşdod’a geliği yıl Aşur kralı (Anadolu’nun kralı) Sargon’un harekete geçtiği zaman olacaktır. İşaya, 20, 1)

Evet bugün artık, Tartan’ın (geminin) Aşdod’a (aşdod limanına) geldiği gündür. Bu, artık sonun başlangıcıdır.

Her bir hadisenin bir başlangıcı vardır. Gayeleri çaresiz insanlara yardım etmek olan ve dünyanın tüm halklarından temsilcilerin bulunduğu bir topluluğu taşıyan sivil bir geminin vurulup sonra da Aşdod limanına çekilmesi, bir işaret fişeğidir… Artık hüküm İsrail’in aleyhine olacaktır!

* * *
Biz Türkiye’nin sabırlı ve kararlı hareket etmesi gerektiğine inanıyoruz. Esasında bu o geminin yola çıkarılmasında ve İsrail’in o gemiyi -hem de kendi kara sularına bile girmeden- vurmasında ciddi planlar var. Bana gör ebu operasyon, Türkiye’nin yükselmekte ve parıldamakta olan yıldızını söndürmek amacı taşıyan çok katılımlı ve çok aktörlü bir planın eseridir. Türkiye’nin önünü çevirme planı… Bunun içinde İran dahil, hiç beklenmeyecek kadar çok faktörler ve aktörler bulunuyor olabilir…

Türkiye bütün bu ihtimalleri göz önünde bulundurmalı. Madem ki Türkiye’nin maksadı gerçek bir barış ortamı tesis etmektir, dikkatli hareket etmeli. Türkiye’nin bölgede barış ortamını sağlama planları içinde elbette İsrail de vardır ve olmalıdır. Yani komşuları ile sıfır problem diplomasisi yürüten Türkiye’nin İsrail ile kavgalı olması beklenmez!
Ama İsrail, sürekli Türkiye’nin dostane ve barışçı duruşunu bozmaya çalışıyor. Doğal olarak da bir gün muhatabının patlayacağını bilmesi lazım. Nitekim Yeremya, kuzeyden gelecek ‘kırgın’ı (yok edici yıkımı) izah ederken, Aşur kralı ve öfkeli Aslan tabirini kullanıyor. Bu her iki işaret de Anadolu’ya bakıyor… Kabalacı siyonistler bunu iyi bilirler.

* * *
Bu satırlar yazılırken, Başbakan’ın güvenlik bürokratlarıyla yaptığı toplantı da devam ediyordu.
Ne karar çıkarsa çıksın, inşallah milletin lehine olur. Türkiye’nin hali, Bedir Savaşı öncesindeki Müslümanların haline benziyor. Onların, maksadı, Kureyş’in, geliriyle savaş hazırlığı yapmayı planladığı kervanı vurup, onları bu maksadından alıkoymakta. Ama Cenab-ı Hakk’ın muradı başka idi. Kureyşlileri de hırsa o bölgeye sevk etti. Müslümanlar istemedikleri halde müşriklerle bir savaşa tutuştular. Sonunda da Kureyş’in hayat damarları kesildi. İnşallah Türkiye’nin alacağı tedbirler de İsrail’in şımarıklığının önünü kesir!
İşi nereye varacağını Allah bilir. Mevla görelim neyler/ Neylerse güzel eyler!






M. Ali Bulut - Haber 7

mabulut@gmail.com

ROTAMIZ İNSANLIĞIN VİCDANI


NE MUTLU HAKKA YÜRÜYÜŞLERİNİ ŞEHADETLE TAÇLANDIRAN O KUTLU İNSANLARA..

RABBİM MEKANLARINI CENNET EYLESİN..ŞEHADETLERİNİ KABUL ETSİN...

BERAT KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN



BERAT KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN ...

BU MÜBAREK GECEDE DUALARINIZDA UNUTULMAMAK DİLEĞİYLE...

TÜM ANNELERiN ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN...

Kelimelerle anlatilmayan fedakarlik,karsiliksiz sevgiyi tarif et deseler herhalde "annem"derdim....

MEKKE NİN FETHİNİN 1380.YILI


PEYGAMBERİMİZ ( S.A.V.) İN MEKKE Yİ FETHİNİN 1380. YIL DÖNÜMÜ YURDUN TÜM

BÖLGELERİNDE DÜZENLENEN ETKİNLİKLERLE COŞKULU BİR ŞEKİLDE

KUTLANDI...

DOMUZ GRiBi!!!!



ÖNEMLİ! OKUYUN ve HERKESiN OKUMASINI SAĞLAYIN



Dünyadaki diğer ülkeler, domuz gribinin labaratuvarda biyolojik silaholarak üretildiğini ve insanlığın başına bela edildiği yazıyor.

Domuzgribi aşısıda henüz geliştirilen ve içeriği açısından ölümcül tehlikeleri olan bir ürün. Şimdiye kadar üç firma üretim yapmış:

GlaxoSmithKilne firmasının Pandemrix, adlı aşısı.

Baxter International’ ın H1N1 aşısı. Her ikisininde henüz lisansı yok. Avrupa ilaçlar kuruluşu tarafındanonaylanmamış.



Novartis tarafından üretilen Influenza A (H1N1) 2009 Monovalent .

Amerikan’nın bazı eyaletlerinde zorunlu aşılamaya karşı tepkiler artıyor. Aşılardan ölümler meydana gelmekte. İngiltere kesinlikle böyle bir uygulama yapmayacağını söylüyor. Diğer ülkelerde de durum farklı değil.

Bu aşılar yapıldıgı takdirde: ( ÖNEMLİ )

- Guillain-Barre sendromu
- Vaskülit
- Felç
- Anafilaktik şok
- ve ölüme neden olabileceği duyuruluyor.
Ayrıca Novartis firmasının geliştirdiği ilacın yan etkilerini Novartisinkendi labaratuvar sonuçlarından okuyabilirsiniz.


Yukarıdaki siteden Novartis’in kendi resmi evrağında bulunan yan etkilerden bazıları:*Local injection site reactions (including pain, pain limiting limbmovement, redness, swelling, warmth, ecchymosis, induration)

*Hot flashes/flushes

*Chills

*Fever

*Malaise

*Shivering

*Fatigue

*Asthenia

*Facial edema.

*Immune system disorders

*Hypersensitivity reactions (including throat and/or mouth edema)

*In rare cases, hypersensitivity reactions have lead to anaphylactic shockand death *Cardiovascular disorders

*Vasculitis (in rare cases with transient renal involvement)

*Syncope20shortly after vaccination

*Digestive disorders

*Diarrhea

*Nausea
*Vomiting

*Abdominal pain.

*Blood and lymphatic disorders

*Local lymphadenopathy

*Transient thrombocytopenia.

*Metabolic and nutritional disorders

*Loss of appetite.

*Arthralgia
*Myalgia
*Myasthenia

*Nervous system disorders

*Headache

*Dizziness
*Neuralgia
*Paraesthesia
*Febrile convulsions

*Guillain-Barré Syndrome

*Myelitis (including encephalomyelitis and transverse myelitis)

*Neuropathy (including neuritis)

*Paralysis (including Bell’s Palsy)

*Respiratory disorders

*Dyspnea

*Chest pain

*Cough

*Pharyngitis

*Rhinitis

*Stevens-Johnson syndrome

*Pruritus

*Urticaria

*Rash (including non-specific, maculopapular, and vesiculobulbous).

Dünya gribe karşı vitamin takviyesi ve geçmişte kullanılan ilaçlarla çözüm sunuyor.!


Domuz gribi ve tedavisi ile ilgili yakınlarımızı bilgilendirelim.




hürriyetteki köşesinde bu konu ile ilgili Yılmaz ÖZDİL'in 8 yıllık temel eğitim virüsü başlığı altında yazdığı yazının linkini, okumayanlar için paylaşmak istiyorum :

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12772453.asp?yazarid=249&gid=61



REGAİB KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN


Mübarek Regaib Kandilinizi tebrik ediyor  ve hayırlara vesile olmasını diliyorum...

Resim de yazılı olan dua ; Peygamber Efendimizin ( s.a.v )  3 aylar girdiğinde yaptığı duadır ( İbn Hanbel ,I, 259)

ORGANİK ÇİLEKLERİMİZ

 


Şehir hayatının kendine özgü koşullarında doğup büyüyen bizler,dalından sebze, meyve kopartarak yemeye hiç alışmamışız ( çocukluk anılarımızda kalan badem ve erikler dışında ...:)) )
 Yusuf Bera için güzel bir anı hem de öğretici bir etkinlik olsun diye yaklaşık 1 ay önce pazardan çilek ve biber fideleri aldık ve onları balkon saksılarımıza diktik...Sonra Bera onları hergün besmeleyle ve sevgiyle suladı..( unuttuğundaysa ; Anneee! bitkilerimizi sevmeyi unuttum ben bugün, diyerek..)Veee işte güzel sonuç..Çileklerimizden 2 tanesi gördüğünüz gibi kızardı ve resimler çekildikten sonra Bera onları afiyetle yedi....Biberlerimiz ise henüz olmadı ...ilerleyen günlerde inş.. onları da paylaşacağım..




                     

ORGANİK BİBERLERİMİZ


Merhabalar...Herkese güzel bir hafta ve tatilde olanlara da iyi tatiller diliyorum...Yaklaşık 1,5 _2 ay önce diktiğimiz fideler meyvelerini vermeye başladı...Çileklerimizden sonra biberlerimiz de oldu...aslında 2 _3 hafta önce ilklerini toplamıştık ama be ancak fırsat bulup da yayınlayabiliyorum..:))
Tabi  şöyle de düşünülebilir; pazarda sudan ucuz biberler uğraşmaya değmez diye, fakat onları hergün sulamak büyüdüklerini görmek anlatılmaz yaşanır bir şey ve de çook zevkli.. ben den söylemesi...:))

KADİR GECENİZ MÜBAREK OLSUN

...........................

Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez.(Mâide 51)

Allah’ın rahmeti, merhameti, yardımı müslümanların üzerine olsun!amin...
Gerek gemide şehid edilen vatandaşlarımıza, gerekse vatani görevinde şehid edilen askerlerimize Allah cc.’tan rahmet diliyoruz, yakınlarına Rabbim sabır ihsan buyursun...



(Cahide ablamada sonsuz sevgiler...!)



MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN


ŞEHİTLERİMİZE ALLAH TAN RAHMET ,KEDERLİ AİLELERİNE VE TÜM

MİLLETİMİZE BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUZ....

BLOGUMA DOKUNMA!!!!!

Sevgili ASLI VE TATESAL arkadaşlarimin uyarısı ile öğrenmiş olduğum bu bilgiyi paylaşmak istedim sizlerle...
Gerçekten çok üzücü bir haber bunca emek bunca güzellik bir anda yıkılıp gitmesin LÜTFEN!!!
Blogspot.com uzantılı bloglara 2008'de olduğu gibi yine maç yayını bahanesiyle mahkeme kararı engeli konmuş...
com donanımlı blogların bazılarında sorun yokmuş...
Bloguma dokunma facebokk grubuna katılmak ve desteklemek istiyorsanız lütfen burayı ziyaret edinn...
bunca emek ve tarifi mumkun olmayan karsiliksiz dostluklarri hic yokmus gibi davranmayalimm!!!!

KAN AĞLAYAN İSLAM COĞRAFYALARININ SESİNE SES VERELİM..




RABBİM BAŞTA ARAKAN OLMAK ÜZERE DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA EZİYET GÖREN ,SOYKIRIMA TABİ TUTULAN KARDEŞLERİMİZİN YAR VE YARDIMCISI OLSUN İNŞAALLAH...

''ÜMMETİN SUSKUNLUĞUNU SANA ŞİKAYET EDİYORUM YA RABBİ ''

DİYEN ŞEYH AHMED YASİN  GİBİ, BUGÜN ARAKAN DA SADECE MÜSLÜMAN OLDUKLARI İÇİN İŞKENCE VE SOYKIRIMA MARUZ BIRAKILAN KARDEŞLERİMİZ DE BİZİM SUSKUNLUĞUMUZU RABBİMİZE ŞİKAYET ETMESİN..ELİMİZDEN GELEN NE İSE ONU ŞİMDİ YAPALIM VE KARDEŞLERİMİZİN ACISINA SESSİZ KALMAYALIM...

SÖZÜN BİTTİĞİ YER

ASRIN FİRAVUNLARI İŞ BAŞINDA





KEFENLERİNİ  GİYİP ,CANLARI PAHASINA DİRENEN MISIRLI KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ..

ŞEHADETE YÜRÜYÜŞÜNÜZ KUTLU OLSUN

ALLAH İÇİN DİRENİŞİNİZ DAİM OLSUN...

ZULME KARŞI MAZLUMUN YANINDA


İNSANLIĞIN ÖLMEDİĞİNİ GÖSTERMEK İÇİN...


 
Sponsorlar : Yemek Tarifleri | Yemek Tarifi
Copyright © 2013. Bomba Yemek Tarifleri - Tüm Hakları Saklıdır.
Özel tasarım ürünler