Yer Elması Çorbası
Merhabalar:)
Çok kıymetli dostlarım, kardeşlerim, ablalarım ve tümm okuyucularım:)
Nasılsınız? Haliniz, vaktiniz, keyfiniz, neşeniz yerinde mi?
Bendeniz çok iyiyim:) Zira kar yağışı yeniden başladı buralarda:) Soğuk sızlatıyor burun direklerini, ilikleri, kemikleri..
Sert memleket, soğuk memleket buraları:) Ama yine de seviyorum, sevmeye de hep devam edeceğim..
Küçüklüğümde yazları gelirdik köye, iki hafta rüya gibi gezer, tozar gülüşürdük:) Eve yani Gebzeye dönerken köy gözden kaybolana kadar arkama bakar, geride bıraktığım için üzülür, ilkokuda öğrendiğim "orda bir köy var uzakta" şarkısını söylerim:) 12-13 yaşıma gelene kadar söyledim bu şarkıyı:) Hep köyde yaşamayı hayal eder dururdum..
Ot dolu öküz arabalarına binmek, pamuk gibi otların arasında kaybolmak, deliler gibi çığlıklar atarak gülmek, kuyudan su çekmek, inekleri, koyunları sevmek, tarlalarda gezinmek, köy çeşmesinin oluğuna girmek, kikir kikir gülüşmek hatta gecenin seesiliğindeki baykuş seslerinden korkmak bile pek renkli pek güzeldi.. Tıpkı okuduğum "Ayşegül" kitaplarındaki gibi..
Sonra 19 yaşıma geldiğimde köye taşınacağımız fikrinin ortaya çıkmasına çok sevindim.. Hem babamın rahatsızlığı iyileşecekti, hemde nemden, gürültüden, stresten uzak olacaktık.. Hayatımın en parlak döneminde çoğu kesim köye gitmemin, orada yaşamanın aptallık(!) olduğunu düşünse de en güzel karardı bence..
Hem mutfağa da burada girmeye başladım, zira Gebzedeyken makarna bile pişiremiyordum:) 2006 senesinde 19 yaşımdaydım buraya geldiğimizde ve ben aynı yıl mutfağa girmeye, birşeyler yapmaya, gelişmeye başladım:)
Buraları bambaşka benim için..
Nerelere geldi bu konu bilemiyorum ama hayatım hikaye kitabı gibi:) Roman değil henüz:) Dolu dizgin hırsların peşinden koşmaktansa, doğa ile dolu dizgin olmayı seçtim..Pişmanmıyım? Asla!!!!
Ben anlattıkça hem hayalimde tasvir eder hem kelimelere dökerim bu satırlar da uzaaarr gider.. Bu karlı ve soğuk akşamda, rüzgarın uğultusu arasında, içiniz ısınsın diye sımsıcacık bir çorba ile başlamak istedim haftaya...
İç sıcaklığınız hiç soğumasın :)
Çorbamın tarifi çok kıymetli Mine Ablacığımdan... Zevkle uyguladım ve aynı zevk ile içtim.. Harika bir çorbaydı..
Diyabetliler için uygulandığında patates koyulmamasını öneririm, zira babam için yaptığımda patates koymadan yaptım, yerine kereviz koydum, sütte az yağlı süt kullandım..
Bu güzel çorba vasıtası ile sevgili Mine Ablama ve çok kıymetli prensesi Mügeciğime sevgi ve öpücüklerimi yolluyorum..
Bu arada yer elması ile barışmamı sağlayan Çıtır Galeta'ma teşekkür ediyorum asla unutamam bu kıyağı ;)
İşte tarifim;
Malzemeler:
500 gr. yer elması
1 adet patates (DİYABET HASTALARI EKLEMESİNLER, KEREVİZ DÜŞÜNÜLEBİLİR YERİNE)
1 adet kuru soğan
1 su bardağı süt (DİYABET HASTALARI AZYAĞLI SÜT KULLANABİLİRLER)
Yarım çay kaşığı kişniş (isteğe bağlı)
Yarım çay kaşığı zencefil
Tuz, karabiber
Kıvama bağlı miktarda etsuyu veya su
2 çorba kaşığı fındık yağı
Yapılışı:
Yer elmaları ve patates güzelce soyulup dilimlenir..
Soğan yemeklik doğranıp fındıkyağında pembeleştirilir. Soğanla iyice solduktan sonra üzerine patates ve yer elmaları eklenir kavrulur.
Kavrulan sebzelerin üzerini iki parmak geçecek kadar su gezdirilip pişmeye bırakılır..
Sebzeler piştikten sonra blendırdan geçirilir veya patates ezeceği ile ezilir.Püre kıvamına gelen sebzeleri açmak için süt gezdirilir ve karıştırılır.
Daha sonra kıvamı koyu gelirse sıcak su veya etsuyu ilavesi yapılarak baharatları verilen çorba iki taşım kaynatılarak ocaktan alınır..
Sıcak Sıcak servis edilir..
Afiyet bal şeker olsun :)
Etiketler:
Çorbalar,
Diyabetik Tarifler,
Yemek Tarifleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder