Yeni Konular
Anne Sütü ve Emzirme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Anne Sütü ve Emzirme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Anne sütü ile ilgili bir araştırma

ABD’de rasgele seçilen 13 aylık ile 5 yaş arasındaki 345 çocuk üzerinde yapılan araştırmada, üç aydan az süreyle anne sütüyle beslenen bebeklerde öğrenme ve kavrama yeteneğinin az geliştiği belirlendi.Araştırmada, annenin yaşı ve sigara alışkanlığının etkileri de göz önüne alındı. Uzmanlar, annenin emzirdiği bebeğiyle daha yakın ilişki içinde bulunduğuna dikkat çekerek, bunun çocuğun zekasının gelişmesinde rol oynadığını düşünüyor. Anne sütünde bulunan besinlerin de bebeğin zekasının gelişmesinde olumlu rol oynadığı biliniyor.
Emzirmeye Başlamadan Önce
Emzirme zamanlarını, kendiniz için en uygun ve dinlendirici olan saatlere göre programlayın. Bebeğinizi emzirirken size en rahat gelen duruşu benimseyin. Bebeği emzirmeye başlamadan önce ellerinizi sıcak suyla yıkayın. Göğüs uçlarınızı temizleyin.Emzirmenin Yararları
Anne sütü bebeklerin gelişebilmeleri için gerekli tüm besinleri içerir, bulaşıcı hastalıklara karşı ona bağışıklık kazandırır. Emzirme, aynı zamanda, anne ile çocuk arasında, çocuğun ruhsal açıdan sağlıklı gelişmesini etkileyen yakın bir ilişkinin doğmasına yardımcı olur.
Nasıl Emzirmeli ?
Bebeğe önce bir memenizi verin ve 10 dakika emzirin, sonra diğerini vererek 10 dakika daha emzirin. Bir sonraki emzirmeyi, bebeğin en son emdiği göğüsten başlatın. Bebeğiniz, süt gereksinmesinin önemli bir bölümünü emzirmenin ilk bir kaç dakikasında alacaktır. Fakat, sütün devamlı oluşabilmesi için bebeğin her iki göğüsle de emzirilmesi şarttır. Meme verirken göğsünüzün bebeğin nefes almasını engellememesine dikkat edin. Emzirdiğiniz memeyi alttan destekleyerek biraz yukarı kaldırın. Bebeğiniz her ağladığında memeye tutuyorsanız ve kilo alımı normal ise yeterince besleniyor demektir.Bebeğiniz ne zaman acıkırsa o zaman emmek isteyecektir. Bunuda size ağlıyarak belli edecektir. Zaten bir süre sonra ağlama şekillerinden bebeğinizin ne istediğini anlar duruma geleceksiniz. Günde 8 kez beslemek en normalidir. Bebekler genelde mideleri boş olarak 5 saatten fazla uyuyamazlar. Anne sütü ile beslenen bebekler ,anne sütü daha çabuk sindirildiği için mama ile beslenen bebeklere göre daha çabuk acıkırlar.

Biberonla beslenme hakkında

Bebeğinizi anne sütü yerine biberonla beslemeyi tercih edrseniz bunun dezavantajlarının yanında avantajları da vardır.Besleme işlemini bir başkasıda yapabilir,bebeğinizin ne kadar süt aldığınıda görebilirsiniz.

Biberonla beslemenin en büyük dezavantajı bebeğinizde mide rahatsızlıkları ve ishale yol açacak
bakterilere karşı daha dikkatli olmanız gerekecektir.Bunun için kullanacağınız tüm gereçleri
sterilize etmelisiniz.Mama hazırlarken de hazırlama şekline harfiyen uymalısınız.

Biberon memesinin deliklerini de sık sık kontrol etmelisiniz.Delik çok küçük olursa bebeğiniz boşa çaba harcar va yorulur.

Biberon ile beslenen bebekler daha sonra anne memesini almakta zorlanabilirler.
Kauçuk meme, uzun olup bebek çekmek zorunda kalmaz. Biberondan sonra anne memesine geçilen bebekler meme başını lastik meme gibiymişcesine emmeye çalışırlar. Meme başını çekmeyi öğrenemezler.

Bebek sadece meme başının ucunu emecek olursa:
Anne ağrı hisseder ve meme başı derisi zedelenebilir.
Bebek, laktiferöz sinüslara basınç yapamayacağı için süt akımı yetersiz olur.
Meme başına, oksitosin ve prolaktin reflekslerinin yeterli çalışması yönünden
yeterli uyaran olamaz.
Bebek sinirlenir ve emmeyi rededer. Bu durumda anne sütün yetmediğini düşünür.
Bu durum meme başı şaşkınlığı olarak isimlendirilir. Anne ve bebek eğitilmelidir.

Emme Sorunları: Biberondan emmeyi öğrenen bebek, anne memesini reddeder.

Meme başı şaşkınlığı adı verilen bir tablo ortaya çıkar. Anne sütü ile beslenmenin

yetersiz ve başarısız oluşu çoğunlukla birkaç kez bile olsa denenen biberondur.

Biberon Çürüğü : Normal koşullarda süt sıvı bir besin maddesi olduğundan ağızda
ok kalmaz ve çürük oluşumuna neden olmaz. Ancak halkımız arasında çocuğun şekerli süt ile doldurulmuş biberonla beslenmesi ve bala veya reçele batırılmış yalancı emziğin uyumadan önce emdirilmesi yaygın bir alışkanlıktır. Ayrıca bazı anneler bebeklerini 2 sene gibi uzun bir süre anne sütü ile beslemektedirler. İşte bu şekilde beslenen çocuklarda 2-6 yaş arasında özellikle üst ön dişlerde yaygın kahverengi çürükler görülmektedir. Hatta çok ileri vakalarda dişlerin tamamı çürümektedir. Bu olay biberon çürüğü olarak adlandırılır. Etken devam ederse süt azılar da etkilenir.

ADIM ADIM SÜTTEN KESME

ADIM ADIM SÜTTEN KESME

AŞAMA/YAŞ NE YAPMALI?İÇECEKLERÖĞÜNLER / BESLENME
BİÇİMİ
1-2.haftada (5 aylık)Öğle öğünlerinde tatması için sütünün yada mamasının yarısını verdikten sonra, bir çay kaşığı pirinç unu maması, sebze yada meyve püresi yedirin. Alışması için aynı tür püreyi üç gün üst üste verin.Biberonla besliyorsanız ara sıra bebeğinize kaynatılıp ılıtılmış su verin.Sabah erken: biberon/meme
Kahvaltıda: biberon/meme
Öğle: biberon/meme, katı besin
İkindi :biberon/meme
Gece : biberon/meme
3-4. haftada (5.5 aylık)Katı besini kahvaltı sırasında, beslenmenin ortasında tattırın. Pirinç unu maması verebilirsiniz. Öğle öğününde de katı besin miktarını 3-4 kaşığa çıkarın.Kaynatılıp ılıtılmış su yada sulandırılmış meyve suyu verebilirsiniz. İstemezse üstelemeyin.Sabah erken: biberon/meme
Kahvaltıda : biberon/meme (2 kez
Katı besin (az,arada))
Öğle :biberon/meme
Katı besin (arttırın)
İkindi :biberon/meme
Gece: biberon/meme
5-6. haftada (6 aylık)İkindi öğününde de katı besine başlayın. Bunuda diğerleri gibi öğün ortasında yapın, yani önce biraz meme verin, arada biraz katı besin, sonra yine meme yada biberon. Başladıktan birkaç gün sonra öğle öğününde sebze püresinin ardından meyve püreside verin.(her birinden 2-3 çay kaşığı)Henüz erkende olsa fincan yada bardak ile
tanıştırabilirsiniz. Şimdilik bu onun için yalnızca bir oyuncaktır.
Sabah erken:(artık kaldırın).
Kahvaltıda: biberon/meme (2 kez)
Katı besin(arada)
Öğlen: biberon/meme
Katı besin(2 çeşit)
İkindi: biberon/meme
Katı besin
Gece: biberon/meme
7-8. haftada (6.5 aylık)Öğle öğününde önce katı besin ile en son biberon yada meme ile besleyin. Bu aşamada ikindi de iki çeşit katı besin alabilir. İkindi de de katı besini ilk verin ve artık 5-6 tatlı kaşığı katı besini yiyebilir.Artık bebeğinize fincandan içmeyi öğretebilirsiniz. Ancak o içerken yalnız bırakmayın.Kahvaltı:Biberon/meme (2 kez) Katı besin (arada)
Öğle:katı besin
Biberon/meme
İkindi:biberon/meme
katı besin
Gece:biberon/meme
9-10. haftada (7 aylık)Öğle öğünlerinde katı besinden sonra fincandan süt içirmeyi deneyin. Meme ve biberon olmadan geçen birkaç günden sonra ikindi öğününede katı besin ile başlayın.Her öğünde fincanla mama, aralarda ise su ve sulandırılmış meyve suyu verin.Kahvaltı:biberon/meme
Katı besin
Öğle:katı besin (2 çeşit)
Fincanda mama/süt
İkindi:katı besin (2 çeşit) Biberon/meme
Gece: biberon/meme
11-12. haftada (7.5 aylık)Artık ikindide de biberon ile yada memeden vereceğiniz mama veya sütü fincandan içirmeye çalışın. Bu aşamada kahvaltıdaki katı besin ardından ikinci kere süt almak istemeyebilir.Yukarıdaki gibiKahvaltı: biberon/meme (1 kez)
Katı besin
Öğle:katı besin(2 çeşit) Fincanla mama/süt
İkindi:katı besin(2 çeşit) Fincanla mama/süt
Gece:biberon/meme
13. haftadan
sonra (8 aylık ve sonrası)
Kahvaltıda da biberon/meme yerine fincanda içeceği bir şeyler
verin. Artık bebeğiniz üç öğündede katı besin almakta, ayrıca hazır mama içmektedir. Dokuz aylık olduğunda inek sütüde verebilirsiniz.
Yukarıdaki gibiKahvaltı:katı besin
Fincanla mama/süt
Öğle:katı besin(2 çeşit) Fincanla mama/süt
İkindi:katı besin(2 çeşit) Fincanla mama/süt
Gece:biberon/meme

DOĞRU EMZİRME TEKNİKLERİ

Memenizi baş parmak tepede ve dört parmak aşağıda J şeklinde tutarak destekleyin.Parmaklarınız areolanın gerisinde olmalıdır.İlk günlerde yada göğüsler çok büyük ise tüm emzirme boyunca desteklemek gerekebilir.

Meme ucunuza bir damla süt çıkarın ve meme ucunu kullanarak bebeğin dudaklarına, ağız kenarına dokunun böylece bebeğinizin ağzını genişçe açmasını sağlayın.
Bebeğinizi tüm vücudu size dönük olarak tutun.Bebeğiniz meme başı ile birlikte olabildiğince areolayı ağzının içine alacaktır.Bebek sadece meme ucunu almamalıdır.
Bebeğin dilinin alttan meme ucunu kavradığını ve dudaklarının dışarıya doğru kavradığını kontrol edin. Eğer alt çenenin yeterli açılmadığını farkederseniz çeneye hafifçe bastırın ve açılmasını, alt dudağın da dışarıya dönmesini sağlayın.Bebeğin çenesi memeye değecektir.
Bebeğinizin ileri geri çene hareketlerini gözleyin ve arada yutma seslerini takip edin.Bebeğin burnu ve çenesi memeye değebilir.Emzirmek canınızı acıtmamalıdır. Eğer acı duyarsanız bebek büyük ihtimalle yanlış kavramıştır bebeği nazikçe memeden ayırın ve tekrar deneyin. Bebeğinizi memeden ayırırken küçük parmağınızı yavaşça ağzının kenarından içine sokun bebeğiniz parmağınızı emerken memeden ayırın.

Emzirirken Bebeğimi Nasıl Tutmalıyım?
Bebeğinizi emzirmek için değişik şekillerde kucaklayabilirsiniz. Burada dikkat edeceğiniz durum bebeğin ağzı memeye yakın olmalı bebek memeye uzanmak için fazla çaba harcamamalı ve bütün vücudu aynı düzlemde ve size dönük olmalıdır. Bunlara dikkat ederseniz bebeğinizin memeyi tam ve doğru kavraması çok kolaylaşacaktır.Kolunuzu, dirseğinizi destek yapabilir ve kendinizin yada bebeğinizin yanlarına yastık yada minder koyabilirsiniz.

1. Kucaklama : Pek çok anne için rahattır ve en sık uygulanır. Kucakladığınız kol tarafındaki memeyi emer

2. Ters kucaklama : Prematüre yada kavramada güçlük çeken bebekler için uygundur. Emzirdiğiniz memenin tersi kolunuzla bebeği kavrayın diğer elinizle başa yada memeye destek olun

3. Koltuk Altı : İkizlerde, büyük göğüslü annelerde, düz-çökük meme başı yada kavrama güçlüğünde uygundur. Emzireceğiniz göğsün olduğu koltuk altına doğru bebeğinizi uzatın

4. Yatarak: Sezaryen doğum, problemli vajinal doğum sonrası yorgun anneye dinlenme ve emzirme sağlar.Bebeğin yüzü ve bedeni size dönük olmalıdır.

BEBEĞİMİ MEMEDEN NE ZAMAN VE NASIL KESMELİYİM?

Memeden kesme hem bebeğin hem de annenin zorlandığı bir süreçtir. Bebek ve anne arasındaki bu çok özel ilişki kolay kolay sonlandırlamayabilir. Memeden kesme, tamamen kişisel olarak verilecek bir karardır. Artık zamanın geldiğini düşünüyorsanız, bu süreci kolay ve sağlıklı atlatmanız için bazı püf noktalarını dikkate alın.

Memeden kesme kararınızın nedeni ve zamanı ne olursa olsun bu dönemde yapılan yanlışlara düşmeden, aşamalı ve yavaş yavaş gerçekleştirmeniz gerekmektedir. Bu dönem tam bir sabır ve anlayış sürecidir.

Uzmanlar bebeğin sağlığı açısından ilk altı ay sadece anne sütü ile beslenmesini, altı aydan sonra ise en azından 1 yaşına kadar katı gıdalarla birlikte anne sütüne devam edilmesini öneriyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerisi ise 6.aydan sonra ek gıdlarla birlikte 2 yaşına kadar bebeğin emzirilmesidir. Bazı sağlık sorunları ya da özel bir durum nedeniyle daha önce memeden kesmek zorunda da kalınabilir. Ancak normal bir süreçte verilecek karar tamamen annenin isteğine bağlıdır. Memeden kesmeye karar verilen an, doğru zamandır. Yine de bazı uzmanlar, ilk doğum gününden sonra memeden kesmeye yavaş yavaş başlanmasını öneriyor. Nedeni ise; bu dönemde bebeklerin değişimlere daha kolay uyum sağlamaları… Diğer bir gerekçe ise, 1 yaşındaki çocuğun daha fazla katı gıda alması nedeni ile memeye ilgisinin azalması ve eskisi kadar çok ve sık emmemesi yüzünden süt üretiminin de azalmasıdır.

ANİDEN OLMASINI BEKLEMEYİN
Memeden kesmenin aniden gerçekleşmesini beklemeyin. Özellikle çalışan kadınlar önce gündüz emzirmeyi sonlandırır ve gece emzirmeye devam ederler. Bu durum tamamen anne ve bebeğin tercihine bağlıdır.

Anne henüz memeden kesmeyi planlamadığı halde, çocuğun emmeyi bırakması da yaşanan bir durumdur. Memeden kesme konusunda olabildiğince esnek olmak yapılabilecek en doğru harekettir.

4-7 aylar civarında anne sütünün arada sırada biberonla verilmeye başlanması, çocuğa memeden başka bir kaynağa alışması için fırsat tanır. Biberonla süt vermek annenin bebeğin yanında olamadığı zamanlarda bebeğin başkaları tarafından beslenmesini de kolaylaştırır.

BEBEĞİMİN HAZIR OLDUĞUNU NASIL ANLARIM?
Meme sunulduğunda kayıtsız davranıp, huzursuz oluyorsa ya da eskisinden çok daha kısa süreyle emiyorsa, bebeğiniz memeyi kesmeniz konusunda size küçük sinyaller veriyor demektir.

BUNLARI DENEYİN!
• Memeden kesmeye çalıştığınızda çocuğunuz bu durumdan rahatsız oluyorsa, bu süreci biraz erteleyin.
• Memeden kesmeye kesin olarak karar verdiyseniz, bebeğinizin 3-5 gün ağlayıp meme
istemesine ve huysuzlanmalarına karşı dirençli davranmalı, kararlılığınızı ona da hissettirmelisiniz.
• Önceden emzirdiğiniz zamanlarda çocuğunuzla eğlenceli bir oyun oynayın.
• Parmak emme ya da battaniyesine bağlanmak gibi rahatlatıcı başka bir davranış geliştirirse, engel olmayın. Memeden kesmeden kaynaklanan duygusal değişimlere uyum sağlaması bu tür alışkanlıklarla kolaylaşabilir.
• Bebeğiniz bir yaşından küçükse, emzirme saatinde biberon veya bardak vermek faydalı olabilir. Bir yaşından büyükse atıştıracak bir yiyecek vermek ya da daha fazla sevgi ve ilgi göstermek de yararlı olacaktır.
• Onu emzirme pozisyonunda kucaklamayın ve emzirirken kullandığınız kıyafetleri giyinmekten kaçının.


MEMEDEN KESME KABUSA DÖNDÜYSE…
Her yöntemi denediyseniz ve hiçbiri işe yaramadıysa, zamanlamanız yanlış olabilir. Bebeğiniz hasta olabilir. Bebekler kendilerini iyi hissetmediklerinde daha sık emerler ve anne sütü bebek için en iyi ilaçtır! Çocuğunuzun yeni bir gelişimsel dönemden geçiyor olması da memeyi bırakmasını zorlaştırabilir. Evde kayıp, taşınma, boşanma ve yahut annenin işe başlaması gibi önemli bir değişim yaşanmış olabilir. Bu gibi değişim dönemlerinde memeden kesmek daha da zor olur. Böyle bir durumda, çalışmalarınıza bir süre ara vererek, başka bir zamanda yeniden deneyin.

ÇALIŞAN ANNELER İÇİN EMZİRME REHBERİ

Her anne bebeğini emzirebilir. Tabii ki, çalışan anneler de… Annelerin bebeklerini uzun süre ve sağlıklı bir şekilde emzirebilmeleri için yapılması gerekenleri Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hilda Çerçi Özkan’a sorduk… İşte, size iş hayatına başladığınızda da bebeğinizi emzirebilmenin püf noktaları…


Emzirme, anne ile bebeğin baş başa kalabildiği, gözleri ile konuşabildiği çok özel bir süreçtir. Bebek ile en yakın temas, emzirme ile sağlanabilmektedir. Mükemmel ve eşsiz bir besin içeriğine sahip olan anne sütü, aynı zamanda bebeğin mikrobik hastalıklardan korunmasında önemli rol oynar. Son yıllarda yapılan çalışmalar, emzirmenin bebeğin beyin gelişimini desteklediğini; obezite, diyabet gibi hastalık risklerini de azalttığını göstermektedir.


Emziren annelerde doğum sonrası kanamalar daha az olmakta; meme ve yumurtalık kanseri, kemik erimesi gibi hastalıklar da daha az oranda görülmektedir. Başarılı bir emzirme süreci için doğru bir başlangıç yapılması çok önemlidir. Bebeğini besleyebilme içgüdüsü, bazen annelerde yoğun bir kaygıyı da beraberinde getirir. Bu dönemde anneye güven telkin etmek, olumsuz düşüncelerden uzaklaştırmak ve destek olmak çok önemlidir.


BAŞARILI BİR EMZİRME İÇİN:
• Anneler, kendilerini psikolojik olarak emzirmeye hazırlamalı, emzirmenin bir sabır işi olduğunu bilmelidir.

• Sütün gelmesini beklemeden, bebek doğar doğmaz ilk yarım saat içerisinde emzirmeye başlanmalıdır. Bu sürede bebeğe kesinlikle şekerli su verilmemelidir.

• Doğumdan itibaren her ağlama ya da süt isteme durumunda, saat sınırlaması olmaksızın bebekler emzirilmelidir. İlk haftalarda 3 saatten fazla uyuyan bebekler, uyandırılarak da olsa, emzirilmelidir.

• Bebeğin memeye doğru şekilde yerleştiğinden emin olmalıdır. Bunun için bebek ağzını tam olarak açmalı ve meme ucu çevresindeki kahve renkli bölgeyi tamamen ağzına almalıdır. Bebeğin çenesi memeye gömük, alt dudak hafif dışa kıvrılmış pozisyonda olmalıdır.

• Emzirmeden önce veya sonra bebeğe mama, şekerli su ve diğer besinleri vermekten kaçınılmalıdır.

• Emzirme döneminde bebeğe biberon verilmemeli ve hatta ilk haftalarda emme şaşkınlığını önlemek için emzik bile kullanılmamalıdır.

• Hamilelik döneminde olduğu gibi anneler kendilerine özen göstermeli, dengeli beslenmeli, günde 2-3 litre sıvı tüketmelidir. Anneler, ayrıca yeterince dinlenmeli, moralini yüksek tutmak için eşinden ve çevresinden yarım almalıdır.


ÇALIŞAN ANNELER DE BEBEKLERİNİ EMZİREBİLİR!
Günümüzde birçok anne, emzirme döneminde çalışma hayatına geri dönmektedir. Amerikan Hastanesi Çocuk Polikliniği’nde yapılan bir araştırma sonucuna göre; annelerin yüzde 59’u, doğumdan ortalama 5 ay sonra çalışmaya başlamaktadır. Çalışan ve çalışmayan annelerin toplam emzirme sürelerine bakıldığında, arada belirgin bir farklılık olmadığı saptanmıştır. Bu sonuç, bilinçli hareket eden annelerin, çalışmaya başladıktan sonra da başarılı şekilde bebeklerini emzirebileceğini göstermektedir.


EMZİREN ANNELERE İŞE BAŞLARKEN ÖNERİLER:
• İyi emen bir makine edinilmelidir.

• Eğer annenin sütü çoksa, işe başlamadan önce günde en az bir kez süt sağılarak, ufak bir depo oluşturmalıdır.

• İşyerinde süt sağmak için uygun bir ortam sağlanmalıdır. Bu konu için gerekli izinler alınmalıdır.

• 3-4 saatte bir sağılan süt, buzdolabında saklanmalı; eve götürülürken, buz kalıpları arasında özel soğutuculu bir çantada taşınmalıdır.

• Elde edilen sütler, saklama poşetleri içinde buzdolabında 24 saat, iki kapılı buzdolabının buzluğunda 3 ay, derin dondurucuda 6 ay saklanabilir. Süt saklama poşeti içinde bulunan sütler, bebeğe verilmeden önce ılık su dolu bir kap içerisinde ısıtılabilir.

• Isıtılan süt; kaşıkla, bu amaçla üretilen küçük plastik kadehlerle bebeğe verilmelidir. Bebek sütü bu şekilde almıyorsa, biberon da kullanılabilir.

• Yakınlık hissi için anneler, bebeğin fotoğrafını veya bir giysisini işyerine götürülebilir.

• Anneler, evden çıkarken ve işten döner dönmez bebeğini emzirmelidir.

KORKMAYIN, SİZ DE BEBEĞİNİZİ BAŞARIYLA EMZİREBİLİRSİNİZ!

Annenin tecrübesizliği, “Acaba emzirebilir miyim?” gibi endişelerle birleşince, el kadar bebeğin mamaya mahkum olması an meselesidir. Oysa, anne sütü bir mucizedir ve annesini emmek her bebeğin en doğal hakkıdır.

Doğum yapan annelerin, en büyük endişesi bebeklerini emzirip emziremeyecekleridir. Öyle ya, bugüne kadar, “Bebek emmek istemedi”, “Sütüm yetmedi” gibi bir sürü söz ortalıkta dolaşıp durmuştur. Malum, büyükler de sağolsun, bu konuda yangına körükle gitmekte çoğu zaman bir mahsur görmezler. Sonuçta, annenin tecrübesizliği; “Acaba emzirmeyi becerebilir miyim?, “Sütüm bebeğimi doyurmaya yeter mi?”, “Göğüslerim çok acır mı?” gibi endişelerle birleşince el kadar bebeğin (gerçekte anne ve bebek sağlığı açısından ortada hiçbir sorun yokken) mamaya mahkum olması an meselesidir.

Oysa, anne sütü bir mucizedir ve annesini emmek her bebeğin en doğal hakkıdır. Özellikle ilk 6 ay anne sütü bebeğin tek ve en önemli besin kaynağıdır. Çünkü bebeğin sağlıklı gelişimi için ihtiyaç duyduğu maddelerin tümüne sahiptir.

EMMEK EN DOĞAL HAKKI!
Normal şartlarda her anne bebeğini emzirerek doyurabilir ve her bebek annesini emmeyi kısa sürede öğrenebilir. Yeter ki, siz bebeğinizi emzirmeyi gerçekten isteyin ve kendinize güvenin!.. Eğer bebek, memeyi ağzıyla iyi bir şekilde kavrayabiliyorsa ve gece-gündüz istediği sıklıkla emebiliyorsa bütün annelerden yeterli süt gelir. Çünkü emzirme, arz-talep sistemine göre çalışır.

Bebeğiniz düzenli kilo alıyorsa (ayda 600 gram), kakası yumuşak ve altın sarısı renkte ise, altını günde 6 ve daha fazla sayıda ıslatıyorsa ve şekersiz su teklif ettiğinizde almıyorsa sütünüz yetiyor demektir. Emzirme işleminin düzene girmesi haftalar alabilir; süt verimindeki dalgalanmalar (azalma-çoğalma) geçicidir. Hiçbir zaman, süt depolayacağım diye bebeğin öğününü kesmeyin, göğüsler emildikçe daha fazla süt verecektir. Ayrıca, usulüne uygun emzirdiğinizde, emzirmek kesinlikle ağrılı bir süreç değildir.

İlk günler biraz memeleriniz acısa da, kısa bir süre sonra buradaki deri hassasiyeti azalacak ve emzirirken ağrı olmayacaktır. Başlangıçta emme süreleri kısa tutulmalıdır (5’er -10’ar dakika), aksi taktirde göğüs uçlarında çatlaklar oluşur ve sütünüz geldiğinde emziremezsiniz. Gögüs ucu çatlaklarının oluşmasının en önemli nedeni bebeğin memede fazla tutulması ve emzirme sırasında yanlış pozisyonda bulunmanızdır. Bir de, bebek memeyi emerken onu memeden almaya çalışmayın. Küçük parmağınızı ağzının kenarına koyarak dikkatini dağıtmaya çalışın. Emmeyi bırakmıyorsa, parmağınızı ağzının içine doğru itin ve dili ile vakum yapmasını engelleyin, emmeyi bırakacaktır. Bundan sonra, gazını çıkarın ve diğer göğüse geçin.

Emzirme işlemi, günde ekstra 500 kaloriye ihtiyaç gösterir, iki kişilik yemek yemeniz gerekmez! Günde 3 litre kadar sıvı almanız çok önemlidir.

NASIL EMZİRECEKSİNİZ?
- Bebeğinizin bedeni ve yüzü size dönük olmalıdır. Eğer meme başınızı, bebeğinizin dudaklarının kenarına dokundurursanız, bebeğiniz emme refleksiyle hemen ağzını açar.
- Meme başınızı ve etrafındaki kahverengi bölümü ağız içine iyice yerleştirirseniz, bebeğiniz göğsünüzden rahatça süt emebilir.
- Bebeğinizim çenesi göğsünüze değmeli ve burnunun açık kalmasına da dikkat etmelisiniz.
- Emzirme tecrübeniz arttıkça, onu ne zaman emzirmeniz gerektiğini öğreneceksiniz. Bebeğiniz de her geçen gün emzirme işini daha bir beceriyle yapacaktır.

EMZİRME TEKNİKLERİ
Emzirme işleminin hem sağlıklı, hem keyifli gerçekleşebilmesi için, nasıl ve hangi teknikle emzirmeniz gerektiğini bilmeniz yerinde olur. Emzirme sırasında, annenin ve bebeğin rahat edebileceği en iyi pozisyonun seçilmesi çok önemlidir. Bebeğin iyi bir emme yapabilmesi, annenin de emzirmeyi mümkün olduğunca uzun süre yapabilmesi, ancak rahat bir pozisyon almaları ile mümkündür.

Emzirme yapılırken anne değişik pozisyonları deneyebilir. Önemli olan, hem annenin hem de bebeğin rahat edebilecekleri pozisyonda olmalarıdır. En yaygın olan emzirme pozisyonları; klasik beşik tutuşu, futbol tutuşu, çapraz beşik tutuşu ve yatarak emzirmedir.

Klasik beşik tutuşu: En yaygın emzirme pozisyonudur. Bu pozisyonda sırtınızı destekleyen rahat bir koltuğa oturun. Memenizi elinizle C şeklinde tutarak destekleyin. Bebeğinizin karnı ve dizlerini size dönük biçimde midenize dayayın. Bebeğinizin başı dirseğinizin çukur kısmında bulunmalıdır. Kolunuzun yorulmaması için gerekirse bir yastıkla destekleyin.

Futbol tutuşu: Sezaryen yöntemiyle doğum yapmış ve göğüsleri büyük anneler için en ideal pozisyondur. İkiz bebeği olan anneler için de en kolay emzirme şekli budur. Bebeğinizin bacaklarını koltuğunuzun altından sarkıtın. Bebeğinizin başını elinizle destekleyin, gerekirse elinizin altına bir yastık koyun. Bu tutuş memenizin kontrolü ve bebeğinizin emişi açısından kolaydır.

Çapraz beşik tutuşu: Memeyi kavrama sorunu olan, küçük ya da erken doğmuş bebekler ve anneleri için ideal bir emzirme şeklidir. Bebeğinizi, emzireceğiniz memenin ters tarafındaki kolunuzun içine yatırın. Bebeğinizin vücudu size dönük ve meme seviyesinde olmalıdır. Bu şekilde bebeğinizin başını daha rahat kontrol edersiniz.

Yatarak Emzirme: Sezaryen yöntemiyle doğum yapan ve geceleri de emziren anneler için ideal bir pozisyondur. Hafif yan yatar biçimde sırtınızı ve omuzunuzu bir yastıkla destekleyin. Kolunuzu bebeğinizin başının arkasından geçirerek onun vücudunu, diğer elinizle de memenizi destekleyin. Bebeğinizin sırtına bir yastık koyun, ağzı meme ucuna gelecek şekilde yanınıza yatırın.

EMZİRME YANLIŞ YAPILIYORSA:
- Meme başlarının çatlamasına ve acımasına,
- Yeterli süt gelmemesine,
- Meme almama gibi şikayetlere neden olur.

Bebeği emzirmeye başlamadan önce:

- Anne ellerini su ve sabunla yıkamalı,
- Meme başları temiz olmalı,
- Meme ucu ile etrafındaki kahverengi halka çocuğun ağzında olmalı , damağa da dokunmalı,
- Çocuğun altı temiz olmalıdır.

EMZİRME DOĞRU YAPILIYOR İSE:

- Bebeğin vücudu bütünüyle anneye doğru dönüktür,
- Bebek uzun ve derin emer,
- Bebek rahat ve mutludur,
- Annenin meme uçları acımaz.

Emzirme sonrasında:

Bebeğin dik olarak yüzü omzunuza gelecek şekilde tutulması ve sırtına hafif hafif masaj yapılması çok önemlidir. Bu şekilde bebeğin gazının çıkarılmasına yardım edilmiş olur.

YETERLİ SÜT GELMESİ İÇİN:

- Bebek doğduğu andan itibaren istedikçe emzirilmelidir. Yeni doğan bebekler için en az 8-10 kere… Üçüncü aydan sonra 5-6 kere…
- Sık emzirme bol süt gelmesini sağladığı gibi, göğüslerin şişmesini ve acımasını da önler.
- Emzirmeden önce ya da sonra, bebeğe su, mama vb. verilmesi, bebeğin memeden aldığı süt miktarını azaltır. Bu da daha az süt gelmesine neden olur.
- Biberon kullanılması, bebeğin meme emmesini tümüyle kesebilir.


NEDEN İLK 6 AY SADECE ANNE SÜTÜ?
- İlk 6 ay bebeğin tüm besin ihtiyacını karşılar.
- Anne ve bebek arasındaki duygusal bağı kuvvetlendirir.
- Bebeğin zihinsel, fiziksel ve ruhsal gelişimi için en uygun besindir.
- Bebeğe verilebilecek en temiz, en besleyici ve sindirimi en kolay besindir.
- Bebeğin yüksek IQ’ya sahip olmasını sağlar.
- Bebeği başta ishal olmak üzere, zatüre, grip, idrar yolu enfeksiyonları vb. mikrobik hastalıklardan korur.
- Bebeğin kendine güvenli, sosyal ilişkileri güçlü bir birey olmasının ilk adımlarını atar.
- Bebeği diş ve çene anomalilerinden, ileri yaşlarda görülebilecek damar sertliği, tansiyon, şişmanlık gibi hastalıklardan korur.

Bebek biberona alışırsa, emzirmek mümkün müdür?

Hayatın ilk günlerinde yaşanan değişik sorunlar nedeniyle, bebeğin biberona alışması ne yazık ki, sık karşılaşılan bir durumdur. Özellikle ilk haftalarda, bebeği hem anne sütü hem de biberon maması ile beslemek bu nedenle hiç tercih edilmez.

Bebeğin anne memesi ile biberonun emziğini emmesi sırasında yaşanan ağız içi hareketleri (oral dinamikler) birbirinden çok farklıdır. Biberonun emziği plastik olduğu için, anne memesinden serttir. Şeklini muhafaza eder. Anne memesi gibi esneyemez. Bebeğin ağzına verildiğinde yumuşak damağa çarparak bebeğin öğürmesine neden olur. Bebek dilini öne doğru uzatarak, biberon emziğini üst diş etleri ve dili arasında sıkıştırarak tutmak ister. Böylece emzikten akan süt miktarını kontrol edebilir. Bu emniyet tedbirine rağmen, süt çoğu zaman bebeğin doğrudan yemek borusuna akar. Sindirim sıkıntısı, gaz ve kolik nedeni olabilir. Bu sırada bebeğin dudakları da uzayıp yayılarak, biberon emziğini kavramaya çalışır.

Biberonla beslenen bebek

Bebek anne memesine geri döndüğünde şaşkınlık yaşar ve anne memesini de biberon emziği gibi emmeye çalışır. Bu nedenle emerken ısırır. 6-8 haftaya kadar bebek, emzik farklılığını algılayıp uygun şekilde emecek kadar tecrübe edinir. Bundan sonra anne, bebeği ile birlikte olmadığında biberon kullanılabilir.

Ayrıca, anne memesinden sütün akış hızı ile biberon emziğinden akan süt akış hızları da farklıdır. Anne memesinden süt emmek, biberona göre daha zahmetlidir. Bebek kolaya daha çabuk alışır. Daha az yorularak daha çok süt içmek kolayına gelecektir. Bu amaçla yeni doğan bebekler için, çok ince delinerek süt akış hızı azaltılmış özel biberon emzikleri de imal edilmiştir.


Bir diğer faktör de anne sütü ile biberon mamaları arasındaki lezzet farkıdır. Anne sütü nispeten nötr bir lezzettir. Şekerli tadı çok belirgin değildir. Buna karşın, biberon mamaları tatlıdır. Bebekler tatlı içecekleri daha kolay tercih ederler.

İşte bütün bu nedenlerle bebekler biberon mamasına alıştıktan sonra, anne sütüne geçişte zorlanırlar. Ama sabır ve ısrarla bu sorun çözülebilir. Süreç, birkaç hafta sürebilir.

• Bebek anneyi emmek için gerekli olan emzirme pozisyonunda rahatsız olur. Yine de bu pozisyonda onu rahatlatmaya çalışın.

• Memeyi emmesi için pratik yapma imkanı tanıyın. Memeyi düzenli aralarla sık sık emzirmeye çalışın. Sinirlenmeyin. Vazgeçmeyin.

• Anne ile bebeğin çıplak tenle temas etmesi çok önemlidir. Bu nedenle ten tene sarılmak onu rahatlatabilir.

Temas ve emzirme süt üretimini arttırır.

• Bebekler çok aç olmadıkları zaman daha kolay beslenirler. Çok aç olduğunda, anne memesinin denenmesi bebeği sinirlendirebilir. Bu nedenle çok acıkmasına fırsat vermeyin.

• Anne memesi yumuşak olduğu için bebek tarafından daha kolay ağza alınıp emilebilir. Gerektiğinde memenizi emzirme öncesinde biraz sağarak yumuşatın.

• Bebek bir defa annesinin kucağında kendisini tatmin edecek emme tecrübesi yaşarsa, sorun büyük ölçüde çözümlenir...

Anne sütünün rengi ve besleyici değeri arasında ilgi var mıdır?

Anneler sıklıkla sütlerini inek sütüyle karşılaştırırlar ve sulu olduğunu, bu nedenle de bebeklerini beslemeyeceğini düşünürler.

Normal koşullarda anne sütünün rengi inek sütü ile karşılaştırıldığında daha açıktır. Bu nedenle sulu gibi görünür. Ayrıca, anne sütü biraz mavimsidir. Endişe edilecek bir durum yoktur.


Ayrıca, emzirmenin başında memeden gelen ön süt ile sonunda gelen son sütün renkleri de birbirinden farklıdır. Emzirmenin başında gelen süt, daha sulu ve mavimsidir. Emzirmenin sonunda gelen süt ise, daha beyazdır. Rengindeki bu beyazlık daha fazla yağ içermesi ile ilgilidir. Ön süt de son süt gibi bebek için son derece besleyicidir.

Bir annenin süt rengine bakarak sütün besleyici değeri hakkında fikir yürütmek asla doğru değildir.


ANNE SÜTÜNÜN RENGİ DEĞİŞİRSE?
Anneler emzirdikleri dönemde sütlerinin miktarı ile ilgili pek çok tedirginlik yaşarlar. Bu endişe, anneler tarafından sıklıkla dile getirilir. Ancak endişe etmeye hiç gerek yoktur. Bütün sorun, annenin ürettiği sütü görememesi, miktar olarak belirleyememesidir. Benzer şekilde anneler, zaman zaman sütün rengiyle ilgili endişelerini de dile getirirler. Anne sütünün renginde değişiklikler olması nadir bir durum değildir. Donmuş anne sütü biraz daha sarıdır.

Anne sütünün rengi annenin yediği besinlerle yakından ilgilidir. Anne sütünü boyayan pek çok madde ve besin vardır. Süt pembemsi, yeşilimsi veya sarımsı olabilir. Vitaminler, meşrubat, meyve suyu, jelatinli tatlılar ve spor içecekleri bunların başında gelir. Ot çayları ve kullanılan ilaçlar da benzer renk değişikliğine neden olabilir. Genellikle sakıncalı değildirler. Bebek tarafından güvenle içilebilir. Ancak annelerin bilinmeyen otları kaynatarak çaylarını içmeleri hem kendi sağlıkları hem de bebekleri için zararlı olabilir, tercih edilmemelidir.

Anne sütü, alerji riskini azaltıyor

Çağın en büyük sorunlarından birisi haline gelen alerjiler artık küçük bebeklerde dahi görülebiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Çocuk Hastalıkları Uzmanı Özlem Ketenci Altıkardeşler, alerjinin önüne geçilemeyeceğini ancak bazı küçük önlemlerle riskin azaltılabileceğine dikkat çekiyor.

• Çocuklarda daha çok hangi alerjiler görülür?
Alerjik hastalıklar toplumun % 20’sinde görülen önemli bir sağlık problemi olup, geçtiğimiz 20 yıl içerisinde artış göstermiştir. Alerjik hastalıklar bebeklerde ve küçük yaş gruplarında daha çok gıda alerjisi ve ciltte bölgesel olarak kızarıklık, kaşıntı, kabuklanma, pullanma ile karakterize bir cilt hastalığı olan atopik dermatit (ekzema) ile karşımıza çıkarken, daha büyük çocuklarda ağırlıklı olarak astım ve alerjik rinit (saman nezlesi) tablosu ile belirmektedir. Besin alerjilerinde belirtilerin en yaygın olarak görüldüğü bölge deridir ve cilt döküntüleri şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Çocukluk döneminde besin alerjilerinden en çok sorumlu olan gıdalar inek sütü, yumurta, yer fıstığı, soya, buğday, balık ve fındıktır. Ancak inek sütü ve yumurtaya karşı olan alerji hayatın ilk 3-5 yılından sonra genellikle kaybolmaktadır. Alerjik astım ve alerjik rinit tanılı hastalarda ise sıklıkla ev tozu akarları, polenler, küf mantarları, kedi - köpek tüyleri ve hamam böceğine karşı alerji görülmektedir.

• Alerji neden oluşur?
Alerjik hastalıkların gelişiminde belirli risk faktörleri mevcuttur. Anne ve babada alerji öyküsünün olması, alerjenik yiyeceklere ve ev tozu akarı, polen, hayvan epitel ve tüyleri gibi alerjenlere hayatın erken döneminde maruz kalmak, özellikle alerjik astım açısından hava kirliliği ve sigara dumanına maruziyet başlıca risk faktörleridir. Alerjik rinit ve alerjik astıma erkek çocuklarda daha sık rastlandığı, düşük doğum ağırlıklı ve prematüre bebeklerde astımın daha fazla ortaya çıktığı yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Anne sütü ile beslenme alerjik hastalıkların gelişme riskini önlemekte etkili olabilmektedir. Özellikle erken dönemde besin alerjisi ve atopik dermatit saptanan çocuklarda ilerki dönemlerde alerjik astım ve alerjik rinit gelişebileceği unutulmamalıdır.

• Anne-babada alerji hikayesi olması ne kadar etkilidir?
Anne ve babada alerji olması bebeklerde alerji gelişme riskini arttıran bir risk faktörüdür. Ancak bu durum bebeklik döneminde kendini gösterebileceği gibi daha geç çocukluk döneminde de ortaya çıkabilmektedir.

• Anne sütü ile beslenme alerji oluşumuna engel olur mu?
Anne sütü alan bebeklerde de alerji ortaya çıkabilir, ancak yapılan çalışmalarda özellikle yüksek riskli çocuklarda anne sütü ile beslenmenin alerjik hastalık oluşma sıklığını azaltttığı, en azından alerjik hastalıkların ortaya çıkışını geciktirdiği gösterilmiştir.

• Alerji nasıl teşhis edilir?
Alerjiden şüphe edildiğinde kanda eozinofil düzeyi ve total Ig E bakılması yapılabilecek en basit tetkiklerdir, ancak daha kesin ve güvenilir tanı amacı ile alerji testlerinden faydalanılır. Alerji testleri her yaşta yapılabilir, ancak yaş grubuna göre farklı metodlar uygulanır. Kanda alerjene karşı spesifik Ig E bakılması ve deri testlerinden prick test en çok kullanılan alerji testleridir. Ancak prick test spesifik Ig E ile karşılaştırıldığında duyarlılığı daha yüksektir ve daha fazla sayıda alerjene karşı alerji olup olmadığı değerlendirilebilmektedir. Bununla beraber prick test uygulanırken alerjik reaksiyon gelişme ihtimali mevcuttur. Deri testine yanıt yaşla birlikte kazanılmaktadır, daha erken dönemlerde de uygulanabilmekle beraber teste yanıt 4 yaş üstü çocuklarda belirgin pozitiftir. Bu nedenle yanlış negatiflik gösteren bir sonuca varmamak adına ve testin yapılma tekniği ile de ilgili olarak, 4 yaş üstünde prick test uygulanması daha uygun olurken, daha küçük çocuklarda kanda spesifik Ig E bakılması tercih edilen bir yöntemdir.

• Alerjinin önüne geçmek mümkün müdür?
Doğacak bebekte kesin olarak alerji gelişiminin önüne geçebilmek mümkün değildir, ancak bazı risk faktörleri ortadan kaldırılabilirse alerji gelişme ihtimali azaltılabilir. Özellikle alerjik astımda hayatın erken döneminde alerjene maruz kalmak (ev tozu akarı, polen, hayvan epitel ve döküntüleri vs.) hastalık gelişimi için kolaylaştırıcı rol oynamaktadır. Annenin sigara içmesi astım riskini arttırmakta, sigara dumanına pasif olarak maruz kalmak ve hava kirliliği astım ciddiyetini arttırmaktadır. İlk 4-6 ay sadece anne sütü ile beslenmek, anne sütü ile beslenmenin 1 yıl sürdürülmesi, katı besinlere 6.ayda alerjenik özelliği düşük olanlar ile başlanması ve alerjen olma ihtimali yüksek olan besinlerle (inek sütü, yumurtanın özellikle beyazı, balık, soya, yer fıstığı, buğday, mısır vs.) geç tanışma besin alerjilerinin önüne geçmekte faydalı olabilmektedir.

• Hastalık hangi belirtilerle kendini gösterir?
Bebeklerde alerji daha çok atopik dermatit veya besin alerjisi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Besin alerjisi ise en sık deri döküntüleri şeklinde belirmektedir. Bebekte besin alerjisi geliştiğinde sorumlu olabileceği düşünülen besin diyetten çıkarılır ve gelişen klinik tablonun iyileşmesini kolaylaştırmak amacıyla doktor önerisiyle antihistaminikler kulanılır. Atopik dermatit vakalarında ise deterjan, sabun ve kimyasal maddelerle temas kesilmeli, uygunsuz ısı ve neme karşı dikkatli olunmalı, bebeğin terlemesine müsade edilmemeli, bebeği sıkmayan pamuklu elbiseler giydirilmelidir. Banyo yaptırılması mevcut şikayetleri arttırabileceğinden çok sık banyo yaptırmaktan kaçınılmalı, banyo sonrası cilt nazik bir şekilde kurulanmalı ve sonrasında mutlaka nemlendirici krem ve losyonlar kullanılmalıdır. Antihistaminikler, kortizon veya farklı etken madde içeren merhemler doktor gözetiminde kullanılır. Alerjik hastalıkların hangisi olursa olsun tedavide en önemli nokta klinik tabloya neden olan veya ağırlaştıran alerjenlerin tespit edilmesi ve bu alerjenlerle temastan kaçınılmasıdır.

Bebeği memeden ayırmak için ne zaman uygundur?

Dünya Sağlık Örgütü, bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenmesini, 6 aydan itibaren uygun ek gıdalar başlanarak emzirmenin 12-24 ay sürdürülmesini öneriyor. Bu bilginin ışığında, anne ve bebek açısından uygun olan bir zamanda emzirme sonlandırılabilir. Eğer, memeyi bırakmaya karar veren bebek olursa, bu süreç daha kısa sürecek, daha kolayca atlatılacaktır. Ancak, eğer anne memeden ayırma sürecini başlatırsa biraz daha uzun ve zorlu bir süreç yaşanabilir. Bunun ne kadar süreceği bebekten bebeğe değişebilir. İdeal olanı memeden aşamalı olarak ayırmak, hem bebeğe hem de annenin vücuduna yeni duruma alışmak için zaman tanımaktır.

Bebeği memeden ayırmak için ne zaman uygun değildir?
Bebekler için emmek sadece açlığı giderme yolu değil, aynı zamanda huzur bulup rahatlama yoludur. Bu nedenle huzursuz, gergin oldukları dönemde daha sık emmek isterler. Eğer yaşamınızda işe başlama, taşınma, bakıcı değişikliği gibi önemli değişimler varsa, bebeğiniz hasta veya diş çıkarıyorsa bu dönem memeden ayırmak için iyi bir dönem değildir.

6 aydan küçük bebek nasıl memeden ayrılır?
Eğer 6 aydan küçük bir bebek memeden ayrılmak zorunda kalırsa, biberon maması ile beslenecektir. Bu nedenle, öncesinde hem mamaya hem de biberona alıştırmak gerekecektir. Aşama aşama, hergün bir öğün emme yerine bir öğün biberona geçmek, biberon öğünlerinin sayısını giderek arttırmak uygun olur. Ancak, anneden meme almaya alışan bebek onun verdiği biberonu almak istemeyebilir. İlk biberon denemelerini anne dışında biri (baba veya bir aile büyüğü olabilir) yaparsa ve anne biraz uzakta olursa daha iyi sonuç alınabilir. Bebek yine de biberonu kabul etmezse, farklı biberon başlıkları denenebilir. Doktorun önerdiği farklı mamalar denenebilir. Uyku arasında verilen biberon da daha kolay kabul edilebilir.

6 aydan büyük bebek nasıl memeden ayrılır?
Bebek 6 ayını doldurmuşsa, biberon gerekli olmayabilir. Artık ek gıdaları kaşıkla, bardak, fincanla almaya başlamıştır. Yavaşça bir öğün emzirmenin yerine bir öğün ek gıda veya mama verilerek anne sütü ile beslenme azaltılabilir. Bebeklerin en bağımlı oldukları emme seansları, sabah uyanınca ve gece uykusundan önce olanlardır. Bunları sona bırakmak uygun olacaktır. Üstelik, gün içinde bebeği farklı ortamlarda, farklı aktivitelerle oyalayıp dikkatini dağıtmak daha kolay olacaktır.

Bebeği memeden ayırma sürecinde anne ne gibi sorunlar yaşayabilir?
Özellikle aniden emzirmeyi kesmek gerekirse, memelerin dolgunlaşıp gerginleşmesi anneyi rahatsız edecektir. Bu durumda, göğüsleri az az sağıp boşaltmak rahatlatıcı olacaktır. Ancak, tümden boşaltana dek pompalarsanız vücudunuz da süt üretimini sürdürecektir. Sadece rahatlamanızı sağlayacak kadar boşaltın, kalanını vücut kendisi ortadan kaldıracaktır. Gerek olursa, ağrı kesici kullanılabilir. Soğuk kompres veya serin lahana yapraklarıyla kompres yapmak da rahatlatıcı olacaktır.

Emzirmeyi sonlandırırken süt kanallarında tıkanıklık veya mastit denilen iltihabi durum görülebilir. Göğüste bölgesel şişlik, kızarıklık gibi bulgular yanında annede ateş, üşüme, halsizlik gibi yakınmalar da olursa doktora başvurmak gerekecektir.

Bazı durumlarda, doktorunuz süt üretimini durduracak ilaçlar kullanmanızı da önerebilir. Yan etkileri de olabileceği için, bunları doktor tavsiyesi olmadan kullanmak risklidir.

Memeden ayırmanın, anne psikolojisi üzerinde de etkisi olmaktadır. Anneler emzirmeyi kesince rahat edeceklerini, bebeğe bağımlı olmaktan kurtulacaklarını düşünürken, beklenmedik bir üzüntü, bir kayıp duygusu da yaşayabilirler. Elbette, emzirme bebeğinizle aranızda çok özel bir ilişki sağlar. Ancak, emzirmenin bitmesi bu ilişkinin bitmesi değil sadece başka bir şekil almasıdır.

Bebeğinizin büyümesinde sevinçle karşılanacak önemli bir kilometre taşıdır. Bu dönemde, bebekle daha çok ilgilenin, ona sarılın ve kucaklayın. Bu, ikinize de iyi gelecektir. Ancak gece uyanmalarında, bebek yeni duruma alışana kadar, baba veya bir aile büyüğü tarafından avutulması daha uygun olacak, böylece meme istemek aklına gelmeyecektir.

Dr. Nilüfer Şahin Toprakçı

Anne sütü nasıl saklanır?

Günümüzde çalışan annelerin sayısı artıyor. Anneler ise, bebeklerinin anne sütünün yararlarından mahrum kalmalarının istemiyor. Besleyici değerinin yanında, pek çok hastalığa karşı koruyucu özellik taşıyan anne sütünün nasıl saklanması gerektiğini biliyor musunuz?

Sema Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Gebeşçe anne sütünün bakteri üremesine dirençli olduğunu ve oda ısısında 10 saate kadar özelliklerinden kaybetmeden saklanabileceğini söylüyor. Buradaki önemli nokta anne sütünün saklanacağı kabın hijyen kurallarına uygun olması.

Anneler sütünü elle sağabileceği gibi süt sağma makineleriyle de sağabilirler. Ne şekilde yapılırsa yapılsın, süt sağılmadan önce eller iyice yıkanmalı diyen Dr. Arzu Gebeşçe sağılan sütün temiz bir plastik ya da cam saklama kabında saklanabilir dedi.

Ayrıca, sağılan sütler derin dondurucuda saklanma üzere süt saklama poşetlerinde de bekletilebiliyor.

Anne sütünün saklama süreleri
• Anne sütü dondurmadan 72 saat ve dondurulmuş sütü erittikten sonra 24 saat buzdolabında (+ 1 ile +4 °C arasında) saklanabilir.
• Süt, tek kapılı buzdolabının buzluğunda (-7 ile -2°C arasında) 3 haftaya kadar, iki kapılı buzdolaplarının buzluğunda 3 ay saklanabilir.
• Sütünüzü derin dondurucuda (-18 °C nin altında) 6 aya kadar saklanabilir.
• Kolostrum olarak adlandırılan doğumdan sonraki ilk 7 gün üretilen anne sütü sağıldıktan sonra içerdiği antikorlar sayesinde oda sıcaklığında 12 saat, daha sonra ki anne sütü ise 6 saat besin değerini kaybetmeden saklanabilir.

Anne sütü bebeğe verilmeden önce ısıtılmamalı. Isı anne sütünün anti-mikrobik özelliğini yitirmesine sebep oluyor. Bunun yerine anne sütü, ılık akan suyun altına tutularak ısıtılabilir. Donmuş anne sütü ise ya buzdolabında yavaş yavaş eritilebilir. Ya da donmuş süt benmari usulü yani sıcak suyun içine oturtulmuş bir kabın içinde hızlıca hazırlanabilir.

Anne sütü ile ilgili diğer öneriler
• Eritilmiş sütü bir saatten fazla oda ısısında bırakmayın.
• İkinci kullanımdan sonra kalan sütü atın.
• Eritilmiş sütü tekrar dondurmayın.
• Sütü buzdolabının kapağına koymayın.

Anne sütü obeziteyi engelliyor

Yapılan araştırmalar, anne sütünün bebeklerde obeziteyi engellediğini ortaya koyuyor.

Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde görevli Uzman Dr. Faruk Demir, obezite hastalığının alınan enerjinin tüketilen enerjiden fazla olması nedeniyle ortaya çıktığını, fazla enerji alımı nedeniyle yağların aşırı depolanması sonucu kilo alımının yüksek olduğunu söyledi.

Çocuklarda obezitenin yaklaşık yüzde 15 ile 30 arasında görülme sıklığının yaşandığına işaret eden Demir, obez çocukların en büyük özelliğinin genellikle ailelerinin de obez olması olduğuna dikkat çekti.

Obez ailelerde harcanan enerjinin az olduğunu, bebek ve çocuklarda da daha çok aşırı beslenmeye bağlı olarak obezite hastalığının görüldüğün değinen Demir, ''Anne sütünün obeziteyi engelleyici etkisi vardır. Anne sütü bebeğin doymasını sağlar. Bu da bebeğin aşırı kilo almasını önler. Anne sütü olan bebekler emzirmenin sonunda doyar. Emzirmede son süt vardır. Bu süt de bebeğin doymasını sağlar'' dedi.

Demir, yemek yedirmenin anne ile bebek ya da çocuk arasında bir savaşa dönüşmemesi gerektiğini, ailelerin genellikle bebeklerinin kilolu, toparlak olmasını istediğini belirterek, annelerin bebeğin her davranışını açlık olarak algıladığını, bebeğin ağlamasını, uyumamasını, huzursuz olmasını aç olması yorumladıklarını, bu nedenle sürekli bebeğin ağzına yemek tıkadıklarını ifade etti.

Dr. Demir, ''Önemli olan bebeğin dengeli beslenmesidir. Her öğünde fazla abartılmadan yemek verilmesi ve alınan enerjinin harcanması lazım. Böyle olunca bebekte düzenli kilo alımı olur. Ayrıca, bebeklerin düzenli sağlık kontrollerin yapılması gerekiyor. Aşırı kilo alımı varsa, sağlık personeli ve diyetisyenlerden bilgi almak lazım. Obezite hastalığında erken önlem almak gerekiyor" dedi.

Dr. Demir, çocuklarda obezite tedavisinin diyet, davranış değişikliği ve egzersiz olduğunu kaydetti.

Emzirmenin önemi

“Her açıdan sağlıklı bir bebek sahibi olmak için bebeğinizi emziriniz”

Bebeklerin normal büyüme ve gelişmelerini sağlayan en uygun besin anne sütüdür. İçeriği sabit olmayıp çocuğun yaşına, fizyolojik durumuna uygun bir değişim gösterir. Dolayısıyla her annenin sütü kendi bebeği için en ideal olanıdır. Bu özelliklerinden dolayı da hiçbir mama anne sütünün yerini tutamaz.

Anne sütü verilmesinde herhangi bir engel yoksa ilk 6 ay sadece anne sütü verilmelidir. Anne sütü ilk 6 ay tek başına yeterli bir besindir ve diğer gerekli besinleri de alması şartıyla 1–2 yıl devam ettirilebilir.

*Anne sütü bebeklerin normal büyümesi ve gelişimini sağlayacak en ideal yapıdadır. *Hiçbir yiyecek ve içecek anne sütünün yerini tutamaz.
*Anne sütü temizdir ve bebek için en uygun sıcaklıktadır.
*Anne sütünün sindirimi daha kolaydır. Çok zengin gıda içeriğine rağmen, bebeklerin hassas sindirim sistemlerine uygunluk gösterir.
*Anne sütü hastalıklardan koruyucudur. Anne sütü ile beslenen bebeklerde ishal, alerjik hastalıklar, solunum yolu hastalıkları daha az görülür.
*Anne sütü bağışıklık ile ilgili maddeler içerir ve bebeğin bağışıklık sisteminin gelişimini kolaylaştırır.
*Anne sütü ile beslenen bebeklerde şeker hastalığı, astım, obezite, koroner kalp hastalıkları gibi kronik hastalıkların oluşma riskinin daha az olduğu görülmüştür.
*Anne sütü ile beslenme bebeğin ruhsal, bedensel ve zekâ gelişimine yardımcı olur.
*Emzirme bebeğin diş ve çene sağlığı için yararlıdır.
*Anne sütü alan bebeklerde barsak hastalıkları ve kulak enfeksiyonları riski daha az olur.
*Anne sütü ekonomiktir.
*Anne sütü bebek için doğal bir sakinleştiricidir.
* İlk 6 ay içerisinde bebeklere anne sütü dışında su dâhil hiçbir ek gıda verilmesine gerek yoktur. (doktorunuz önermedikçe)
*Anne sütü tüm organ ve sistemlerin büyümesini düzenleyen büyüme faktörü içerir.
*Emme işlemi çocuğun psiko-sosyal gelişimine katkıda bulunmakta, anne ile bebek arasındaki olumlu ruhsal iletişime ve bebeğin duygusal gereksinimlerin karşılanmasına yardımcı olmaktadır.

Anne sütü ve emzirme bebek için olduğu kadar anne için de önemlidir.

Doğumdan hemen sonra emzirmeye başlama ile annede doğum sonrası kanamalar azalacaktır.
Ebeveynler için kolaylık sağlar. Her zaman hazırdır, ölçmek, karıştırmak veya ısıtmak gerektirmez. Özellikle geceleri emzirme anneyi rahatlatır, annenin daha derin uyumasını sağlar.
Emzirme annenin vücudunun tekrar gebelik öncesi görüntüye dönmesine yardımcı olur. Emzirmek uterusun kasılmasını uyarır, küçülmesini sağlar.

Emziren anne gebelik boyunca aldığı kiloları daha rahat verir.
Emzirme, annede göğüs kanseri, over kanseri, rahim kanseri, osteoporozis (kemik hastalıkları) oluşum risklerini azaltarak annenin sağlığını korur.

Emzirme bebeklerin ideal beslenmesini sağlayan doğal bir yöntemdir. Bunun da başarı ile yapılabilmesi için annenin kendisine güvenmesi, emzirme konusunda bilgi sahibi olması ve aile fertlerinden destek alması şarttır. Doğumdan sonra ilk emzirmede size yardımcı olacak hemşire ve ebelerimizi yanı başınızda bulacaksınız.

Hatırlatıcı olması bakımından dikkat edilecekleri sıralarsak;
Dinlenin ve kendinize rahat bir ortam hazırlayın; eğer rahatsanız ve iyi destek sağlanmış ise bebeği tutmanız için ek enerji harcamanıza gerek kalmaz ve boyun, sırt ve omuzlara verilen basınç en aza inmiş olur.

Bebeğinizi her istediğinde emzirin; uyanma ve hareketliliğin artması, memeye yönelme ve ağzı ile arama bebeğin acıktığının belirtisidir. Ağlama açlığın geç belirtisidir.

İlk aylarda sık emzirmeye hazırlıklı olun; ilk aylar için 8–12 kez emzirme gerçekleştirebilirsiniz. Bebeğinizin midesi küçük, büyüme ve gelişmesine bağlı enerji ihtiyacı fazla olduğundan ihtiyaçları ancak sık emzirme ile karşılanabilir. Sık emzirme sütünüzün miktarının artmasını sağlayacaktır.

Bebeğiniz doyduğunu belli edecektir, ona inanın. Doyduğunda dudaklarını kapatır, yana döner, hatta uykuya dalar. Bazen de dinlenme arası verir. Bunları dikkatle takip etmelisiniz.

Çalışma yaşamına dönerken;
İşe başlamadan önce, sağılmış anne sütünü kapla bebeğinize vermeyi öğrenin.

Plastik saklama torbaları (özel olarak anne sütünün saklanması için üretilmiş) veya temiz toplama şişeleri kullanın.
Sağdığınız sütleri buzdolabında 8 gün saklayabilirsiniz. 2 haftaya kadar da dondurucu bölümünde saklayabilirsiniz. Buzdolabına koyduğunuz sütlere tarih yazarsanız ilk sağdığınız sütü ilk kullanmış olursunuz.

Saklanan sütü buzdolabında, ılık akan su altında veya ısı üzerinde su kanatılan kapta biberon ile çözdürün. Hiçbir zaman mikrodalga fırın veya ateş üzerinde çözdürmeyin.

ANNENİN BESLENMESİ

Anne sütü, bebek beslenmesinde yeri doldurulamayan bir doğa harikasıdır. Emziklilikte salgılanan süt, annenin aldığı besinlerinin bir ürünüdür. Emziklilik döneminde annenin beslenmesi hem annenin kendi depolarını koruması, hem de salgılanan sütün yeterliliğini ve verimliliğini arttırmak amacıyla önemlidir. Anne sütünün miktar ve besin yönünden kalitesinin artırılması için annenin bu dönemde artan ihtiyaçlarını karşılaması, yeterli ve dengeli beslenmesi gereklidir. Peki, beslenmenin bu kadar önemli olduğu dönemde neler yemeliyiz, nelere dikkat etmeliyiz?

Annenin kendi dokularının korunması, sütle bebeğe geçen proteinin bebeğin doku oluşumu için kullanılması amacıyla annenin yeterli ve kaliteli protein tüketmesi gereklidir. Her gün 1 adet yumurta ve 100–150 g yağsız et (tavuk, balık, hindi v.b.) veya 1 porsiyon kurubaklagil yemeği tüketilmesi önerilmektedir. Balık tüketiminin haftada ortalama 2 kez olmasına önem gösterilmelidir.

Artan kalsiyum ihtiyacının karşılanması amacıyla kalsiyum yönünden zengin olan süt, yoğurt ve peynir belirtilen miktarlarda düzenli olarak tüketilmelidir. Bu dönem de kalsiyumdan zenginleştirilmiş süt ve ürünleri de tüketilebilir.

Anneler demir içeren gıdaları düzenli tüketmelidirler. Et ve et ürünleri, balık, yumurta, kuru meyveler, kuruyemişler, kurufasülye, nohut, mercimek demir içeriği yüksek gıdalardır, günlük beslenme de düzenli tüketilmesinde yarar vardır. Ayrıca demirin emilimini azaltan çay ve kahve de yemeklerle birlikte içilmemelidir, demirin emiliminin arttırılması için ise C vitamini içeriği zengin gıdalar portakal, mandalina, domates, maydanoz, yeşilbiber gibi besinlerle beraber tüketilmelidir.

Emziklilik döneminde ihtiyaç duyulan vitaminlerin karşılanması için düzenli ve dengeli beslenilmeli, vitamin ve mineral yönünden zengin olan sebze ve meyveler diyette her öğünde olmalıdır.
Emziklilikte süt oluşumu sırasında sıvıya ihtiyaç artmaktadır. Artan sıvı ihtiyacının karşılanması amacıyla her gün 10–12 (2,5–3 lt) bardak su içilmelidir.

Mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır.

Çay, kahve yerine ıhlamur, papatya, kuşburnu gibi bitki çayları tüketilmelidir. Fazla tüketilen çay, kahve, koladan annenin sütüne geçen kafein bebeğin sağlığını olumsuz yönde etkiler, yemeklerle beraber içildiğinde demir emilimini azaltmaktadır. Sigara ve alkol kullanılmamalıdır.

Hazır meyve suları, gazoz ve kolalı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suyu, ayran, limonata ve bitki çayları tüketilmelidir.
Sizin yediğiniz kurubaklagil, lahana, turp gibi besinler bazı anne ve bebeklerde gaz sıkıntısı yapabilir. Eğer bebeğinizde böyle bir durum gözlemlediyseniz bu besinleri tüketmeyiniz. Ancak herhangi bir gaz probleminiz yoksa haftada ortalama 1-2 kez kurubaklagil yemeği tüketebilirsiniz.

Emziklilik döneminde annenin yukarıda belirtildiği gibi yeterli ve dengeli beslenmesi, yeterli sıvı alması, stresten uzak durması, dinlenmiş olması, sık aralıklarla bebeği emzirmesi ile annenin süt miktarı ve kalitesi artmasına yardımcı olacaktır.

EK BESİNLERE GEÇİŞ

6. ayda artık bebeğinizin anne sütü dışındaki gıdalara alıştırılmaları gerekir. Bu dönemde çocuklarda çok belirgin olarak yetişkin gıdalarına özenme, anne ve babanın yediği gıdayı tatma arzusu vardır. Çoğu anne ve baba “yerken ağzıma bakıyor dayanamayıp tattırıyoruz “ şeklinde ifade eder. Bebeğin bu aylarda gösterdiği tepki, merak ve her şeyi ağzına götürme isteği ile ilgilidir. Fakat bu ağzına götürdüğü her şeyin onun için faydalı olduğu anlamına gelmez bilakis sindirim sistemi o kadar hassastır ki zarar bile verebilir. Ek gıdalara başlanırken arada tattırma yerine düzenli öğün şeklinde başlamak daha sağlıklı olacaktır.

Neden ek gıdalara daha önce başlamıyoruz;

Erken verilecek ek besinler bebeğin anne sütünden yeterince yararlanmasına engel olacaktır. Büyüme açısından sütünüz bebeğiniz için diğer tüm gıdalardan daha faydalıdır. İlk aylarda dilin dışarı itme refleksi güçlü olduğundan anne sütü bu reflekse en uygun beslenme şeklidir. Böbrek fonksiyonları ve sindirim enzimleri anne sütü dışındaki besinleri sindirmekte zorluk çeker. Alerjik olma riski yüksektir. Zatüre ve ishal riski daha fazladır.

Ek gıdalara başlanırken en önemli noktalardan biri de gıdanın faydaları yanında oluşabilecek yan etkileri de yakından takip etmektir. Bu nedenle ek gıdaya birkaç çay kaşığı işle başlanıp her gün miktar arttırılmalıdır. İlk başlanan gıda mutlaka 4–5 gün üst üste verilmelidir. Bu süre zarfında bebeğin gıdayı sevip sevmediği gözlenir ve alerjik döküntüsü, ishal, kusma gibi gıdaya karşı oluşabilecek yan etkiler belirlenir. Bu tür yan etki gözlenen gıdaya 3 hafta ara verilir. 3 hafta sonunda yapılan ikinci denemede gıdayla ilgili benzer yan etkiler gözlenirse gıda 6 ay boyunca diyetten çıkartılır.

6 ay boyunca kilosu üst seviyede seyretmiş bebeklerde mümkün olduğunca kalorisi az olan gıdalarla başlamak gerekir. Bu amaçla en çok tercih edilen gıdalar meyve ve sebzelerdir. Öte yandan kilosu normal veya alt sınırdan giden bebeklere ise kalorisi daha yüksek olan muhallebi ve tahıllı kaşık mamaları ile başlamakta fayda vardır.
Günümüzde gelişen teknoloji ile çocuk gıdalarında da çok ilerlemeler kaydedilmiştir. Kutularda satılan toz mamaların yanı sıra hemen yemeye hazır çok sayıda kavanoz maması bulunmaktadır. Kullanımları kolay olmakla birlikte erken dönemde bu tür beslenmeye alışan bebeklerin bir süre sonra ev yemeklerine alışmalarında zorluklar yaşanmaktadır.

Ek gıdalara geçerken karşılaşılan bir diğer durumda besinlerin blender veya mikserden geçirilerek bebeğe verilmesidir. Bu yanlış uygulama ilerleyen dönemde bebeğin katı gıdalara geçişini zorlaştıracak, çiğneme alışkanlığının geç oluşmasına neden olacaktır.

Anne Sütü ile Beslenme

Anne sütünün yapımı, annenin beslenmesinden bağımsız olarak bebeğin doğru teknik ve sık aralıklarla emzirilmesi sonucu artar.

1-7 Ağustos ‘Anne Sütü ve Bebek Beslenme Haftası’ dolayısıyla Anadolu Sağlık Merkezi’nden Çocuk Hastaları Uzmanı Dr. Ela Tahmaz, anne sütünün yararları ile ilgili faydalı bilgiler verdi.

ANNE SÜTÜNÜN YARARLARI
Anne sütünde bebeğiniz için gerekli besinle doğru miktar ve oranlardadır ve anne sütü ile beslenen çocuklarda başta enfeksiyon hastalıkları olmak üzere birçok hastalığın ve allerjilerin görülme sıklığı azalmakla birlikte beyin ve zeka gelişimi daha iyi olmaktadır.

ANNE SÜTÜ İLE BESLENMEYE HASTAHANEDE BAŞLANMALIDIR
Anne sütü ile beslenme hem bebeğiniz hemde sizin için bir öğrenme sürecidir.
Göğüslerinizde zaten erken süt, diğer adıyla kolostrum mevcuttur. Bebeğiniz bu sütü, doğumdan hemen sonra almaya başlayabilir. Kolostrum onu birçok hastalıktan koruyacaktır. Hastahanemizdeki deneyimli bebek hemşireleri anne uygun olur olmaz zaman hemen emzirmeyi başlatacaklardır.
Bebeğinizi en azından her 2-3 saatte bir veya günde 8-12 kez emzirmeniz gerekir. Eğer emmek istemiyorsa bir yarım saat-1 saat sonra tekrar deneyebilirsiniz ancak ilk haftalarda 5 saatten daha uzun süre emzirmedem uyumasına izin vermeyin.

Bebeğinizi uyandırmak için yapabilecekleriniz:
Üzerini soyun veya bezini değiştirin Oturtun ve sırtını, karnını, ayaklarını nazikçe sıvazlayın
Yüzünü nemli bir havluyla silin
Bebeği teninizle temasa geçirin

EMZİRME TEKNİĞİ
Anne sütünün yapımı, annenin beslenmesinden bağımsız olarak bebeğin doğru teknik ve sık aralıklarla emzirilmesi sonucu artar. Doğru emzirme tekniğinde bebeğin anne kucağında memeyi kavraması açısından aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir: Meme ucunuzu baş ve işaret parmağınızla yuvarlayarak daha belirgin hale getirebilirsiniz.
Bebeği kavramadığınız kolunuzla göğsünüzü destekleyin. Başparmağınzı areolanın (meme ucunu çevreleyen koyu renkli bölge) 1-2 cm üzerine üzerine koyun, diğer parmaklarınızı da göğsünüzü alttan desteklemek için kullanın. Parmaklarınızın areolaya dokunmamasına dikkat edin.
Göğüs ucunuzu bebeğin alt dudağına değdirerek ağzını açmasını sağlayın. Ağzını açar açmaz ağzını göğsünüze yaklaştırarak tüm areolayı kavramasını sağlayın. Süt areolanın arkasında depolandığından bebeğin ağzı tüm areolayı kavramalıdır. Sadece meme ucunu alırsa süt gelmeyebilir ve göğüs ucunuz acır. Bebeğin burun ucu ve çenesi göğsünüze değmelidir. Sabırlı olun tam yakalama sağlamak için bir çok kez denemeniz gerekebilir.
Emzirme normalde ağrılı veya memeyi acıtan bir olay değildir.

EMZİRME POZİSYONLARI

Kucak pozisyonu
Bebeği kucağınıza koyduğunuz yastığın üzerine yatırın. Başını kolunuzun kıvrımına yaslayarak poposunu elinizle destekleyin ve karnını kendi karnınıza doğru çevirin ki yüzü göğsünüze doğru dönsün.

Ters kucak pozisyonu
Bu pozisyon bebeğin başını daha iyi kontrol etmenizi ve göğsünüze daha kolay yaklaştırmanızı sağlar. Bebeğin karnını karnınıza çevirin ve elinizle başını, ensesini ve omuzlarını kavrayın. Diğer elinizle de göğsünüzü tutun. Bebek meme ucunu tam kavrayınca, ellerinizi yukarıdaki pozisyona geçirebilirsiniz.

Koltuk altı pozisyonu
Bu pozisyon özellikle sezeryandan sonra dikişleriniz iyileşene kadar kullanmak isteyeceğiniz bir pozisyondur. Ayrıca ikizleri de iki taraflı emzirmek için de kullanılabilir. Yine koltuğunuzun altına yastık yerleştirerek bebeği ve kolunuzu destekleyiniz. Bebeğin vucudunu kotuğunuzun altına yerleştirerek başını ve ensesini elinizle destekleyin. Ayakları ve poposu arkanıza bakmalıdır. Diğer elinizi de göğsünüzü desteklemek için kullanın.Göğsünüzü bebeğe yaklaştırmak yerine, bebeği göğsünüze yaklaştırıp göğüs ucunuzu kavramasını sağlayın.

Yatarak emzirme pozisyonu
Bir yastığı başınızın altına, diğerini de bebeğin altına koyun. Bebeği, karnı sizin karnınıza değecek şekilde yan yatırın. Gerekirse iki yastıkla destekleyip ağzı tam göğüs ucunuzun önünde olacak şekilde yatırın. Bir elinizle de göğsünüzü destekleyin. Bu pozisyonda sezeryan dan sonra tercih edilebilir.

BEBEĞİ MEMEDEN NASIL AYIRACAKSINIZ?
Emzirme bittikten sonra bebeğiniz eğer kendisi göğüsten ayrılmıyorsa göğüsten ayırmak için parmağınızla ağzının köşesineden göğsünüze doğru bastırın. Eğer hala memeyi yakalamışken göğsünüzü çekerseniz ğöğüs ucunuz acıyabilir.

NE KADAR SÜRE VE SIKLIKLA EMZİRECEKSİNİZ?
Anne sütü çabuk sindirilir ve bebeğinizin mide kapasitesi küçüktür. İki günlük olduğunda günde yaklaşık 8-10 kez emer buda her 2-3 saate karşılık gelir. Bebeğinizi her emmek istediğinde emzirin. Açlıklarını ağızlarıyla aranarak ve hareketlerini arttırarak gösterirler. Ağlama genelde en son belirtidir.
Eğer bebeğiniz 1-2 emme hareketinden sonra yutkunuyorsa süt alıyor demektir. Emmesini bitirene ve uyuyana kadar göğsünüzde kalabilir. 5-7 günlükten itibaren bir göğüste 20 dakika kalırlar. Yutması bitene kadar aynı göğüste kalmasını sağlayın, daha sonra gazını çıkartın ve diğer göğüse geçirin.

SÜTÜNÜZÜN YETERLİ OLDUĞUNU NASIL ANLAYACAKSINIZ?
Günde 6-8 kez bezini ıslatıyorsa,
Günde 2 veya daha fazla hardal sarısı cıvık ve pürtüklü kaka yapıyorsa,
Emdikten ve gazını çıkardıktan sonra sakinleşip uyuyorsa
Aktifse ve sesli ağlıyorsa
yeterince anne sütü alıyor demektir.

ĞÜS UCUNUZUN YARA OLMAMASI İÇİN NELER YAPMALISINIZ?
Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, bebeğin anne göğüs ucunu alış şekli göğüs ucu yara oluşmasını en fazla etkileyen faktördür. İlk 1-2 haftada hafif acı ve yanma hissetmeniz normaldir . Eğer bebek emmeye başladıktan sonra göğüs uçlarınızda ağrı hissediyorsanız bebeği memeden çekip vucut pozisyonunu ayarlayarak ağzını açıp göğüs ucunuzu dilinin üstüne ve damağına değdirerek tekrar deneyin.
Emzirmeden sonra 1-2 damla sütü meme uçlarına sürün ve açık bırakarak kurutun. Göğüs uçlarında çatlama, kanama ve sürekli ağrı olması normal değildir. Bu problemleriniz oluyorsa mutlaka bebek doktoruzla temasa geçin.

GÖĞÜSLERİNİZDE SÜT BİRİKİRSE NE YAPMALISINIZ?
Doğumdan sonraki 2.-3. günde göğüslerinizdeki süt artacaktır ve doluluk hissedeceksiniz. Bu dolgunluk hissi genelde 2-3 gün surer ve göğüslerinizde aşırı gerginlik ve ağrı hissedebilirsiniz.

Bu durumda yapmanız gerekenler:
Bebeğin göğüsünüzün ucunu koyu renk kısmıyla beraber ağzının içine alıp almadığını control edin. Sadece meme ucunu alıyorsa göğsü tam boşaltamayabilir.
Bebeğinizi her 1-3 saate bir sık aralıklarla besleyin.
Bebek emmekte zorlanıyorsa emzirmeden once anne sütü sağılarak göğüsler bir miktar boşaltılabilir böylece göğüs ucuda daha çok belirginleşir.
Emzirmeden önce ağrılı göğsün üzerine ılık kompres, emzirdikten sonra hala dolgunluk ve ağrı varsa soğuk kompres uygulayın
Bebeğinizi sakin ve stressiz bir ortamda emzirin, rahatlamak için müzik dinlemeyi deneyin. Emzirme aralarını dinlenmeye ayırın.

Eğer yukarıdakileri denedikten sonra halen göğüslerinizdeki şişlik aynıysa, kızarıklık varsa mutlaka doktorunuza danışın.

EMZİREN ANNELERİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN NOKTALAR
Dengeli beslenmeye ve günde yaklaşık 4 lt sıvı alımına dikkat etmelisiniz.
Emzirirken taze meyve suyu veya süt gibi besleyici bir içecek alabilirsiniz.
Hamilelik sırasında aldığınız prenatal vitaminlere emzirdiğiniz sürece devam edin.
Bebeğinizi bir emzirme rutinine koymayı beklemeyin. Bebeler genellikle 6-8 haftada kendi rutinlerini oturturlar. Unutmayın ki bebek emdikçe, süt yapımı da artmaktadır.
Bebekler hızlı büyüme dönemlerinde daha çok emmek isterler (genellikle 2-3 hafta, 6 hafta ve 3. ayda)
Doktorunuz önermediği sürece bebeğe su, şekerli su veya mama vermeye hiç gerek yoktur. İlk 6 ay anne sütü bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yeter.
Bebeğinizin veya sizin hasta olduğunuzu hissettiğinizde ilaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuzu arayın.

SAĞILMIŞ ANNE SÜTÜNÜ NASIL SAKLAYABİLİRSİNİZ?
50-100cc sağılmış anne sütünü temiz bir kap veya süt saklama poşetine koyun. Donarken süt genişleyebileceğinden, tepeleme doldurmayın. Tüm torbalara mutlaka tarih ve miktar yazın. Sütü derin dondurucunun kapağına değil, en soğuk noktasına koyun.

GÜVENLİ SÜT SAKLAMA KOŞULLARI
Odanın serin bir yerinde 6-8 saat
Buzdolabının rafında 72 saat (3 gün)
Buzdolabının buzluğunda 2 hafta-2 ay arası
Derin dondurucuda 6 ay

Her zaman önce en eski tarihli sütü kullanın.

DONDURULMUŞ ANNE SÜTÜNÜN ERİTİLMESİ VE ISITILMASI
Sakladıüınız anne sütünü kesinlikle ocağın üstüne veya mikrodalga fırına koymayın. Bu sütün proteinini bozar ve sütün içinde oluşan sıcak noktalar bebeğinizin ağzını yakabilir. Süt poşetini bir kaba koyduğunuz ılık suyun içine ağzı dışarda kalacak şekilde batırarak çözülmesini sağlayın (ben-mari usulü) ve salladıktan sonra sıcaklığını kontrol ederek bebeğinize verin.

UNUTMAYIN: Çözülmüş süt kullanılana kadar buzdolabında saklanmalıdır ve 24 saat içinde kullanılmalıdır. Bebeğinizi besledikten sonra sütün arta kalanını atın.

Emzirmek için yemek

Anne sütü, bir bebeğin yaşamının ilk aylarında gereksinmesi olan bütün gıdaları sağlar. Bu bölümde, bebeğinizi emzirdiğiniz dönemde kendinizi ve bebeğinizi sağlıklı tutmak için çeşitli ve dengeli yiyecekler yeme konusunda bazı pratik tavsiyeler bulunmaktadır.

Neler yemelisiniz?

Aşağıda sayılan türden çeşitli yiyecekler yemeye çalışmanız önemlidir:

• Bol miktarda meyve ve sebzeler ( Günde en az beş porsiyon hedefleyin )

• Enerji vermesi için bol miktarda ekmek, pirinç ve patates gibi nişastalı yiyecekler

• Kahverengi ekmek, makarna, pirinç, bakliyat ve meyve ve sebzelerde bulunan bol miktarda lif. Bazı kadınlarda bebeğin doğumundan sonra bağırsak sorunları görülür ve özellikle de kabızlık acı verir. Lif bunlar için yararlıdır.

• Yağsız et ve tavuk, balık (biri yağlı balık olmak üzere haftada en az iki kez balık yemeyi hedefleyin), yumurta ve (örneğin fasulye ve mercimek türü) bakliyat gibi protein kaynakları

• Süt, peynir ve yoğurt gibi, kalsiyum içeren süt ürünleri. Bunlar da iyi birer protein kaynağıdır.

Kaçınmanız gereken yiyecekler var mı?

Haftada ( Her birinin süzülmüş ağırlığı yaklaşık 140 gr. olan) iki orta boy teneke kutu ton balığından fazla yemeyin. İki teneke kutu ton balığı, altı ton balığı sandviçi veya üç ton balığı salatası anlamına gelir. Bunun nedeni, bu balıklarda bulunan cıva miktarıdır. Yediğiniz balıkta bulunan cıvanın bir miktarı sütünüze karışır ve yüksek miktarda cıva çok küçük bebeklerin sinir sisteminin gelişmesine zarar verebilir.

Emzirdiğiniz süre içinde başka her türlü yiyeceği normal miktarda yiyebilirsiniz. Ancak ailenizde alerji veya yenenlere karşı toleranssızlık gibi sorunlar olmuşsa, bunun tersi önerilebilir.

Ayrıca genel kural olarak, sizi etkileyen bir yiyecek, büyük olasılıkla bebeğinizi de etkiler. Ancak unutmayın ki emzirilen bebeklerin kakalarının sulu olması normaldir.

Daha çok yemeniz gerekir mi?

Kadınların çoğunun vücutları süt üretme konusunda çok iyidir. Bu yüzden iki kişi için yemenize gerek yoktur. Başka zamanlarda olduğu gibi sağlıklı yemeniz, hem kendiniz hem bebeğiniz açısından önemlidir.

Daha çok içmeniz gerekir mi?

Her susadığınızda bir şeyler içmeniz önemlidir. İdrarınızın rengi koyuysa ve güçlü kokuyorsa, yeteri kadar içmiyorsunuz demektir. Susamış hissediyorsanız, zaten susuz kalmışsınız demektir ve daha çok içmeniz gerekir.

Emzirmeye başlamadan önce yanınıza içecek bir şey koymak iyi fikirdir. Su, süt veya tatlandırılmamış meyve suları iyi birer içecektir. Sizin yedikleriniz ve içtikleriniz sütünüz aracılığıyla küçük miktarlarda bebeğinize geçer. Alkol ve kafein kullanımı konusunda dikkatli bir şekilde düşünmeniz gerekir. Bunlar sizi etkiledikleri şekilde aynen bebeğinizi de etkiler. Alkol ve kafein alacaksanız, arada bir almaya çalışın. Çünkü bunları sürekli olarak veya çok miktarlarda aldığınızda bebeğinizi de etkiler.

Yemeyi unutmayın

Küçük bir bebeğin bakımını yürütürken, düzgün bir şekilde yemek için zaman bulmak zor olabilir. Bu yüzden şunları unutmayın:

• Hazırlığın çok zaman almaması için basit yemekler yiyin
• Yeme işine öncelik verin
• Sık aralıklarla daha az yemek yemeye çalışın.

Fıstıktan kaçınmanız gerekir mi?

Kuruyemişlere, kuruyemişlerden yapılma ürünlere ve bazı çekirdekli yiyeceklere karşı nüfusun %1’inden daha az bir kesiminde ciddi alerji görülür. Ancak sizde, bebeğin babasında ve kız ve erkek kardeşlerinde örneğin saman nezlesi, astım veya egzama gibi bazı belli allerjiler varsa, bebeğiniz yüksek risk grubunda olabilir.

Bebeğiniz bu yüksek risk grubundaysa, emzirdiğiniz ve yavaş yavaş katı yiyecekler vermeye başladığınız dönemde fıstık ve fıstıktan yapılma ürünler yemekten kaçınmanız iyi olur. Çocuğunuz en az üç yaşına gelmeden kendisine fıstık ve fıstıktan yapılma ürünler vermekten kaçının. Çocuğunuzun fıstığa karşı alerjisi olduğunu düşünüyorsanız, derhal doktorunuzla temasa geçin.

Nasıl kilo verebilirsiniz?

Bebeğinizi emzirdiğin dönemde kilo vermeye çalışmak iyi fikir değildir. Çünkü enerji düzeyinizi yüksek tutmanız gerekir. Sağlıklı ve dengeli yerseniz, yediğiniz yağ ve şeker oranını sınırlarsanız ve fiziki olarak aktifseniz, bunlar hamilelik döneminde aldığınız fazla kiloları vermenize yardımcı olur. Daha fazla bilgiyi nereden alabilirsiniz?

Anne Sütü ve Emzirme-Faydalı Bilgiler

ANNE SÜTÜ

Bebeğin vücut ve ruh sağlığı için en uygun besin, annenin kendi sütüdür. Her annenin sütü, kendi bebeği için en uygun bileşimidir.

Emzirmenin doğumdan hemen sonra başlatılması (ilk yarım saat içinde) ve sık emzirme ile süt yapımı artar.

Erken emzirme ile anneden doğum sonu kanamaları çabuk kesilir, memelerde şişme ve iltihaplanma olmaz, loğusalık kolaylaşır.



Anne sütü ile beslenen bebeğin D vitamini ve flor dışında hiçbir ek sıvıya, ek besine, vitamine gereksinimi yoktur.

Bebeğe ek sıvı ya da besinlerin verilmesi, annenin süt yapımını azaltır.

İlk 6 ayda anne sütü ile beslenen bebekler sağlıklı büyür ve gelişirler. Başta ishal olmak üzere mikroplu hastalıklara yakalanmazlar, bebeklik döneminden sonra da daha az hastalanırlar.

Bebekle anne arasında özel bir sevgi bağı kurulmasını sağlar. Bebek kendini daha güvende hisseder.

Sağlıklı bir anne bebeği için yeterli süt üretebilir.

Bebeğimi Ne ile Beslemeliyim?

Emzirmeye Ne Zaman Başlamalıyım?

Yenidoğan bebek için en ideal besin tek başına anne sütüdür. Anne sütü bebek için doğal ve en taze besindir. Her zaman temiz ve mikropsuzdur. Anne sütü verilmesi bebek ile anne arasında özel bir sevgi bağı kurulmasını sağlar. Anne sütü ile beslenen çocuk sadece karnı doymakla kalmayacak, hastalıklardan korunabilmek için gerekli koruyucu maddeleri de almış olacaktır. Böylece, en önemli dönem olan yaşamın ilk aylarında hastalanma olasılığı azalacaktır. Doğumdan sonraki birkaç gün içinde gelen koyu ağız sütü çok önemlidir ve ziyan edilmeden bebeğe mutlaka verilmelidir.

Bebeğin memeden alacağı ilk besine “ilksüt”, “ağız sütü” ya da “kolostrum” denir. İlksüt’ün görüntüsü anneden anneye değişir, ancak genellikle sarı renkte ve kıvamlıdır. Bu ilk süt özel ve çok besleyicidir. Bebeği pek çok hastalıktan korur. İlk sütün miktarı az olmasına karşın, ilk günlerde bebeğin beslenmesi ve barsaklarının iyi çalışması için yeterlidir. Bazı annelerde doğamdan sonra ilk süt çok az miktarda gelebilir veya hiç salgılanmayabilir. Bu durumda bebek zarar görmez kendi depolarını kullanarak gerekli enerjiyi sağlar. Önemli olan annenin doğumdan sonra en kısa zamanda, mümkünse hemen emzirmeye başlamasıdır (İlk yarım saat).

Ağız yeterince açılmamışsa; dil, meme ucuna sürtünerek onun zedelenmesine yol açacaktır.

Bebek emdikten sonra doymuş görünmüyorsa, memeyi kavramasında sorun var demektir. Bebeğin süt ile dolu kanallara ulaşabilmesi için ağzını iyice açması gerekir.

Meme başı ile ilgili herhangi bir problem varsa (çatlak, küçük veya büyük meme başı gibi) bebeğin emmesini kolaylaştıracak yapay meme başlığı kullanılabilir.

Bebek Nasıl Emer?

Eğer bebek memede uygun biçimde tutulmuyorsa iyi ememez ve annenin meme başları zedelenip acıyabilir. Meme başı çatlaklarının ön önemli nedeni bebeğin meme ucunu emmesidir.

Bebeğin iyi emmesi için ağzıyla yalnız meme ucunu değil, etrafındaki kahverengi alanı da kavraması gerekir. Bebek memeye yaklaştırılırken ağız mümkün olduğunca açık olmalı ve çene memeye dayanmalıdır. Bebeğin ağzını iyice açması için anne meme ucunu bebeğin alt ve üst dudaklarına değdirmelidir.

Eğer bebek memeyi doğru olarak kavramışsa her emme işlemi sırasında çenesinin, bazen de kulaklarının hareket ettiği görülür.

Bebek sürekli emmez. Kuvvetli emme haraketlerinden sora kısa dinlenme aralıkları olur.

Emerken şapırtı sesi duyulması ya da yanakların içeri çekilmesi genellikle bebeğin yalnızca meme ucunu emdiği ve ağzıyla yeterince meme dokusunu kavramamış olduğunu gösterir.

Emzirirken Her İki Meme de Verilmeli mi?

Her emzirmede ilk gelen süt daha az yağ içeren “önsüt”tür.

Bebek emmeyi sürdürdükçe sütün bileşimi değişir, yağ miktarı artar.

En fazla yağ içeren süt, emzirmenin sonunda salgılanan süttür. Buna “sonsüt” denir. Bebeğin hem ön süte hem de sonsüte ihtiyacı vardır.

Son sütteki yağ inek sütündekine benzemez. Daha hafiftir ve sindirimi daha kolaydır. Bu yağ bebek için çok değerli bir enerji kaynağıdır. Bebeğin yeterli kilo alması için yağın sağladığı enerjiye ihtiyacı vardır.

Bebek memeye doğru yerleştirilip doyana ve memeyi kendisi bırakana kadar memede tutulursa, hem önsütü hemde sonsütü alır. Bebek daha emmek istiyorsa ikinci meme de verebilir. Eğer bebek bir meme ile beslenmiş ise, bir sonraki emzirmede diğer meme verilmelidir. İki meme verilmişse bir sonraki öğüne son verilen taraftan başlanmalıdır. Bebek Yeterli Süt Alıyor mu?

Her anne, sütünün bebeği için yeterli olduğundan emin olmak ister. Bebeği çok ağlıyorsa, az uyuyorsa, huzursuzsa anne sütünün yeterli olmadığını düşünür ve kaygılanır. Oysa bu belirtiler başka nedenlerden de kaynaklanabilir. Böyle durumlarda anneler çoğu kez bu konuda bilgili bir kişiye danışmadan ek gıdalar vermeye başlar. Böylece anne sütü ile beslenmeden uzaklaşır.

Sağlıklı her anne; doğru bir şekilde sık ve geceleride emziriyorsa, yeterli sıvı alıyorsa, aşırı yorulmuyorsa bebeği için yeterli süt üretebilir. Anne sütü bazen geçici olarak azalabilir. Yukarıdaki bu önlemler alınırsa süt yapımı hemen artar.

Bebek günde 6-8 kez idrar yapıyorsa,

Bir ayda 500 gramdan fazla kilo alması annenin sütünün yeterli olduğunu gösterir.

Emzirdikten Sonra Bebeğin Gazı Nasıl Çıkarılır?

Beslendikten sonra bebeği 10-15 dakika dik tutmak gaz çıkarmasına yardımcı olur. Bebek memede uyumuş ve rahat görünüyorsa gaz çıkarmaya gerek yoktur. Bebek huzursuzsa, kucakta, dik durumda sırtı sıvazlanarak gaz çıkarmasına yardımcı olunabilir.

ANNE SÜTÜ İLE BESLENME, HER BEBEĞİN EN DOĞAL HAKKIDIR.

Süt Nasıl Sağılır?

Sütün sağılmasını tüm emziren annelerin bilmesi gerekir. Birçok durumlarda sütün sağılması gerekebilir:

Tıkanık, şiş memeyi rahatlatmak

Çökük bir meme başından emmeyi öğreninceye kadar bebeği beslemek

Memeyi istemeyen bir bebeği, emmekten hoşlanmayı öğrenene kadar besleme

Düşük doğum tartılı ve kuvvetli ememeyen bir bebeği beslemek

Yeterli ememeyen hasta bir bebeği beslemek

Anne ya da bebek hasta ise sütün akmasını önlemek için yararlıdır.

Elle boşaltma, süt sağmak için en iyi yoldur. Alet gerektirmez ve anne her zaman elle boşaltma işlemini yapabilir.

Sütün sağılacağı kabın temiz olması gerekir. Bunun için geniş ağızlı bir fincan veya bardak seçilir. Kap su ve sabun ile yıkanır, daha sonra kaynatılır ya da kaba kaynar su konur ve birkaç dakika bekletildikten sonra boşaltılır. Kaynar su mikropların çoğunu yok edecektir.

Sağılmış Süt Nasıl Saklanır?

Temizliğe dikkat edilerek sağılan anne sütü oda sıcaklığında 12 saat, bozdolabında bir hafta kalabilir. Sütün saklanması özellikle çalışan anneler için yararlıdır. Annenin evde olmadığı saatlerde saatlerde bu süt verilir. Anne iş yerinde de sütünü sağarak evine getirebilir. Böylece evden uzakta olduğu sırada sütün memeden boşa akması önlenmiş olur.

Ne Zamana Kadar Bebeğimi Emzirmeliyim?

Bebeğiniz için en uygun besin anne sütüdür. Yeterli kilo alımı olan bebeğe yaşamın ilk 6 ayında, yalnız anne sütü verilmelidir ve emzirme ek gıdalar başlandıktan sonra da mümkünse 2 yaşın sonuna dek sürdürülmelidir.

EMZİRMEDEN ÖNCE MUTLAKA ELLERİMİZİ YIKAMALIYIZ

Bebeğimi Memeden Nasıl Ayıracağım?

Memeden ayırma yavaş yavaş yapılmalıdır. Bazı anneler çocuğu memeyi unutsun diye büyükannesinin yanına göndermeyi ya da memenin ucuna tadı iyi olmayan şeyleri sürmeyi memeden ayırma yöntemi olarak düşünürler. Ancak birdenbire anneden ayrılmak da zevk alarak emdiği memenin birden tanının değişmesi çocukta olumsuz etkiler yapar.

Katı yiyeceklere alışmış, çiğnemesini öğrenmiş bir çocuğu daha seyrek emzirerek meme yavaş yavaş unutturulmalıdır.

Pamukçuk Olunca Ne Yapmalı?

Pamukçuk, ilk aylarda ağız içi ve dil üzerinde görülen, bir mantarın yol açtığı rahatsızlıktır. Önce beyaz lekeler halinde başlar. Sonra tüm dili ve ağız içini kaplar. Pamukçuk, ağrı yaparak bebeğin beslenmesini engeller. Annenin meme temizliği ve her tür beslenme araçlarının temizliği bu rahatsızlığın yok edilmesinde çok önemlidir. Pamukçuk gördüğünüzde bir sağlık kuruluşuna baş vurmalı, önerilen tedaviye hemen başlamalısınız.

 
Sponsorlar : Yemek Tarifleri | Yemek Tarifi
Copyright © 2013. Bomba Yemek Tarifleri - Tüm Hakları Saklıdır.
Özel tasarım ürünler