Çocuklar büyüyen canlılardır. Büyümenin de en önemli iki göstergesi vücut ağırlığı ve boy uzunluğudur. Çocuklar sürekli bu iki yönde değişiklik gösterirler. Belirli bir zaman dilimine hem boyları uzar hem de vücut ağırlıkları artar. Diğer taraftan vücut ağırlığı ve boy uzunluğu üzerinde çocuğun yaşı ve cinsiyeti de etkilidir. Aynı yaşta biri erkek diğeri kız olan iki çocuğun boyları aynı olsa bile vücut ağırlıkları farklı olabilir. Benzer şekilde vücut ağırlıkları aynı olsa bile boyları farklı olabilir.
İşte bu sürekli değişkenlik nedeniyle zayıflığın belirlenmesinde iki kriter kullanılır. Bunlardan biri yaşına göre vücut ağırlığı’dır. Örnek olarak bir yaşında bir kız çocuk düşünelim. Bu yaş grubu için belirlenen standart (ideal) vücut ağırlığı ise 10 kg olsun. Eğer çocuğun vücut ağırlığı 8.9 kg. ise yani standart vücut ağırlığının yüzde 90’ından daha düşükse, zayıflık söz konusu olabilir. Burada özellikle “olabilir” ifadesi tercih edilmiştir. Çünkü çocuğun zayıflığını değerlendirirken bunu çocuğun boy uzunluğundan bağımsız düşünmek yanlıştır. Çocuğun boyu burada belirleyicidir. Eğer çocuğun boyu kısa ise vücut ağırlığı düşük olsa bile zayıflıktan söz edemeyiz. O halde zayıflığın güvenilir kriteri boya göre ağırlık indeksi’dir. Çocuğun boyuna göre ideal kilosu kullanılarak oran hesaplamak gerekir. Bu değer yüzde 90’ın altında ise zayıflıktan söz etmek doğru olur.
Bazı durumlarda da çocuğun yaş ve cinsiyeti göz önüne alınarak belirlenen vücut ağırlığının yüzdesi olarak vücut ağırlığı yeterlidir. Ancak çocuğun boyu çok uzundur. Bu nedenle de boya göre ağırlığının yüzdesi olarak sahip olduğu vücut ağırlığı geridir. Bu durumda da sıskalıktan söz ediyoruz.
ZAYIFLIĞIN NEDENLERİ NELERDİR?
Vücut ağırlığına yansıyan başlıca vücut dokuları kas, yağ ve kemik kitlesidir. Kemik kitlesinin ağırlığı genellikle sabit kabul edilir. Değişkenler ise yağ ve kas dokularıdır. O halde çocuğun yağ ve kas kitlesinin artmasına engel olan haller zayıflığa da neden olurlar. Bunun en önemli nedeni çocuğun yeterli enerji ve protein alamamasıdır. Çocuk ihtiyacı olan enerji ve proteini sağlayacak olan besinleri değişik nedenlerle uygun miktarlarda tüketemiyor olabilir. Buna da iştahsızlık diyoruz. O halde, iştahsız çocuklar zayıflık için risk altındadır.
Diğer taraftan bazı özel durumlarda çocuklar, ağız yoluyla aldıkları besinler ve bunların içerdikleri enerji ve protein değerleri yeterli olsa da kilo artışı gösteremez veya yetersiz kilo alırlar. Bu durumda çocukta emilim bozukluğu olma olasılığı söz konusu olur. Çocuk yediği besinleri bağırsakları yoluyla yeterli ememiyor ve büyümek için kullanamıyordur. Araştırılması gereken bir konudur.
Bir başka neden de çocuğun yeterli beslendiği ve emilim bozukluğu da olmadığı halde zayıf olmasıdır. Bu da yine çok özel durumlarda söz konusu olur. Çocuğun günlük besin ihtiyaçlarını arttıran bir başka hastalığı varsa söz konusu olabilir. Kalp hastalıkları, böbrek, karaciğer hastalıkları, uzun süreli veya tekrarlayan ateşli hastalıklar örnek olarak verilebilir. Bu durumun da yine araştırılması gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder