6 Mayıs 2010 Persembe akşamüstü, uzun zamandır gelmesinden korktuğum telefon geldi kardeşimden. Anneler gününden 2 gün önce, canım annem aramızdan sonsuza dek ayrıldı. Cenazesine yetişebilip vedalaşmak bir avuntu ama onu bir daha hiç göremeyecek olmayı kabullenmek henüz zor. Anneciğimi de babacığımın yanına bırakıp döndüm, mekanları cennet olsun...
Asuman
BİR KADIN GİTTİĞİNDE.........(BEKİR COŞKUN) Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde "yetim-öksüz" kalan çok olur. Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler... Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar. Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların. Sık sık boynunu büker "sarıkız". O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz Değerini kimse anlayamaz krom hac tasının. Balkon artık sessizdir Koridor kimsesiz. Bir kadın gittiğinde... Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; Bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci... Bir anne gider... Bir dost... Bir arkadaş... Bir sevgili... Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde... Hep böyle olur; bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır. Kapı eşiğindeki "Dikkat et..." duyulmaz, Annesi gitmiştir "geç kalma"nın. Kadınlar,arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler. Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında Ve bir kadın gittiğinde pek çok "yetim" bırakmıştır arkasında. Hayatınızdaki kadını yitirmemeniz dileğiyle. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder