Yeni Konular
Kiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Karışık Turşu

Merhabalar canlarıııımmmm:)))
Umarım ki keyifleriniz yerinde afiyettesinizdir:)) Bugüüüünnndeeee sizlere sepet sepet sevgiler getirdiimm:))
Bu aralar ziyaretlerinizi geciktirdiğimin farkındayımm ve hep bu tereddüt beni kemiriyor:)) Hiç aklımdan çıkmıyorsunuz yani.. Aahhh ahh evde öyle çok iş var ki bir an boş kalamıyorum ama bir kar yağsınn hele bir kış göstersin kendini karnımız tok sırtımız pek doya doya sizlerleyim:)) Şuanda malum kış hazırlıkları sürüyor anacığımla turşu kurduk, tarhana yaptık, erişte kestik, buzlukları doldurduk, marmelat ve reçeller yaptık.. Ne tatlı telaş bunlar:))Evin erkekleri ile el ele verdik kışlık odunlarımızı hazırladık bahçemizi bozduk belledik günreledik ağaçları sardık sarmaladık fidan olduklarından..Tıpkı çocukluğumda hayat bilgisi kitaplarındaki gibi:)) Bütün bunları yaparken bunu düşündüm ilk okulda iken hayat bilgisi kitaplarında kış hazırlıklarından bahsedilirdi.. O zaman kışları hiç sevmezdim heryer kömür kokardı, yollar çamur olurdu diye.. şimdi ise her mevsim başka güzel bana..
Çok konuştum canlarımm işte turşularımızzzz:))) Malzemelerinden biberler, domatesler, fasülyeler bahçeden:) Malzemelerde ölçü vermedim herkes kendine göre hazırlıyor çünkü:)) Maksadım bloğumda olsun:)) Belki bir ihtiyacı olanın işine yarar:))


Malzemeler:
Beyaz lahana
Sivri biber
Kırmızı biber
Salatalık
Havuç
Karnabahar
Taze fasülye
Yeşil domates
Sarımsak
Limon tuzu
Tuz
Su
Sirke
Nohut


Yapılışı:
Beyaz lahanalar ne çok ince nede çok kalın olmayaca şekilde doğranır. Diğer tüm sebzeler de uygun boyutlarda doğranıp lahanalar da eklenerek
Sarmısakların kabukları soyulup bir kapta bekletilir.
Turşu kavanozunun tabanına bir avuç kadar nohut eklenip yarısına kadar sebzelerden basılıp bir avuç kadar diş diş hazırlanmış sarmısak gezdirilir. Sonra aynı işlem tekrarlanarak kavanoz kalan yarısı da doldurulur ve yine sarmısak ve 1 yada 2 çorba kaşığı limon tuzu gezdirilir..
Derince bir kapta damak tadınıza göre tuzlu su hazırlanır içine bir su bardağı kadar sirke ilave edilip turşu kabı dolana kadar su ile doldurulup ağzı sıkıca kaptılarak ışık almayan bir yerde dinlendirilir. Yaklaşık 30 ila 45 gün sonra turşunuz servise hazırdır..

Reçel Günü:) Şeftali ve Vişne Reçelleri

Merhabalar:))
Vişneleri bahçeden topladık:)
Şeftalileri pazardan aldım bursa yarması:)
Söze bir tuhaf başladım ama meyvelerle böylesine oynamak çok hoşuma gitti:) Her yıl reçel yapardık ama ben hiç kendi başıma kalmamıştım anacığımın kontrolünde yapardık:)Ana kumanda ilk kez elime geçti ve ben bu zevki tattım:)
Meyveleri yıkadım bir güzel doğradım bir doğradım bir yedim:) Vişnelerin çekirdeklerini çıkardım:) Bahçeden olduklarından tatlıydılar olgunlaşmışlardı iyice:)
Çok heyecanlıydım pişirdim ılıttım kavanozladım ertesi sabah ekmeğe sürdüm yedim/yedirdim:)
Vakti geçmeden paylaşayım istedim:)
önce şeftali reçeli:)

Malzemeler:
Şeftali
Tozşeker
Limon
Yapılışı:
Şeftaliler mini mini boyutlarda doğranıp tencereye alınır, üzerini örtecek kadar şeker eklenip bir gece dinlendirilir.
Ertesi gün hiç su ilave etmeden orta ateşte kaynatılır..Ocaktan almadan evvel limon suyu ilave edilip iki üç taşım daha kaynatılarak ocaktan alınan reçel ılınınca kavanozlara pay edilip serin bir yerde muhafaza edilir..

vee vişne reçeli:)
Malzemeler:

Vişne
Tozşeker
Limon
Yapılışı:
Vişnelerin çekirdekleri çıkartılıp tencereye alınır, üzerini örtecek kadar şeker eklenip bir gece dinlendirilir.
Ertesi gün hiç su ilave etmeden orta ateşte kaynatılır..Ocaktan almadan evvel limon suyu ilave edilip iki üç taşım daha kaynatılarak ocaktan alınan reçel ılınınca kavanozlara pay edilip serin bir yerde muhafaza edilir..

Afiyet bal şeker olsun :)

Kuşburnu Marmelatı

Merhabalar dostlar:))) Cumartesi gününün taze yepyeni dakikalarından selamlar hepinize...
Bir haftanın daha sonunu getirdik hani öyle böyle bir tatlı bir tuzlu bir sıcak bir soğuk:)) Hayat geçiyor:))
Dün öyle güzel birşey oldu ki sizlerle paylaşmazsam çatlarım:)) Yaklaşık on yıldır görüşemediğim ilk okul arkadaşım sevgili Serap ile seneler sonra facebook aracılığı ile buluştuk:)) Ayy ne hoşş çok mutlu oldum:)) Kaldığımız yerden devam ederiz inşallah.. Seneler bizi değiştirip olgunlaştırsa da kurulmuş düzenler hala aynı.. Güzel olan da bu zaten.. Yoksa bir araya gelmezdik sanırsam:))
ve bu haftaki haftasonu yazımızzzz.. Efendim bu görüntülerin üzerinden neredeyse üç hafta geçti lakin ancak sıra geldi:)) Hatta marmelat tüketilmeye başlandı ve bir can dosta yollandı bile:))
Kuşburnu allahın bir lütfu bizim buralarda.. Heryerde var.. Hanımlar toplayıp toplayıp satarlar köylerde pazar harçlıklarını çıkarırlar.. Anadolu insanı işte.. Her nimet bir imkana çevirip evlerine katkıda bulunurlar :) Bizde cümbür cemaat giittik karşımızdaki ormanın üst kısmına attık kendimizi kırlara yaklaşık 2 saatte yaklaşık 8 kg. kuşburnu topladık:))
Toplama birşey değil efendim mesele eve gelince ayıklamak ve pişirmek...
Neyse biz evvela toplama kısmından başlayalım..
En kırmızı en dolgun en olmuşları dikenli dalların arasından toplanmaya başlandı....Ellerim yırtıldı baya toplarken ama değdi:))

Nede güzeller baksanıza...

Topladık geldik ama etrafın seyrine doyamadık....
Bir güzel ayıkladık koyduk tencereye üzerini geçecek kadar su ile doldurduk haşladık..
Sonra alüminyum bir makarna süzgecine aldık..
Su ekleye ekleye sıktık meyvenin özünü..
Biriken özütü tekrar tencereye alıp kaynattık.. Kaynayıp kıvam alınca 2,5 su bardağı şeker ekledik.. az şekerli olması şart babam şeker hastası malumunuz tehlikesiz de olsa hastalık hastalıktır..Asıl yapma amacımız babam içindir zaten...Neyse şekerini damak zevkimize göre verip bir iki taşlım daha kaynatıyoruz ve oluşan marmelatı kavanozlara alıp kapaklarını sıkıca kapatıyoruz serin bir yerde muhafaza ediyoruz...
Sabahları kahvaltılarda yerini alıyor marmelatımız içimizi ısıtıyor hastalıklardan koruyor:))

Sloganımız malum yaşasın ev yapımı yiyecekler:)) Sağlıklı tüketim:))

Mutlu haftasonları dilerim:)

Mantar Maceram ve Kanlıca Mantarı Tuzlaması

Merhabalar sevgili dostlar nispeten daha iyiyim bugün hepinizin güzel mi güzel içten mi içten dileklerine canı gönülden teşekkür ediyorum:))
Bu hafta sonu sizlerle mantar maceramı paylaşmak istiyorum sizlerle uğruna hasta olduğum bu mnatar sevdası bende bir tutku:)) Sizleri fotoğraflarımla başbaşa bırakmadan evvel kanlıca mantarına ilişkin birtakım bilgiler paylaşmak istiyorum..
Şapka
Büyüklüğü 5-15 cm kadardır. Mantar gençken ortası hafifçe çukurdur, kenarı içeri kıvrıktır, büyüdükçe ortası daha da çukurlaşarak hemen hemen huni şekline döner. Renk turuncudur, açık sarıdan erik sarısına kadar değişir, kenarda 1 milimetre genişlikte halka halinde açık parlak sarıdır ve belirgindir. Genel görünüşle turuncu ve sarıdan ibaret halkalıdır. Yeşil renkleme yoktur.
Lameller
Başlangıçta kırmızımtırak sarı beyaz, daha sonra açık portakal rengi tonundadır. Sapa doğru kıvrımlı şekil alır, sap üzerinde birazcık devam eder.
Sap
3-6,5 cm boyunda 0,8-2,5 cm kalınlığında, silindir şeklindedir. Renk bakımından portakal sarısı, dip kısmında kırmızımtırak sarı beyaz, yukarı kısmında şarap kırmızısı turuncudur. Sapın etli kısmı kırmızı-pembedir ve koparıldığında turuncu renkte bir sıvı çıkarır. Gençken içi dolguludur, daha sonra şapkaya kadar olan alt kısımda boşlukludur.
Etli Kısım
Kırmızımtırak sarı beyaz renkli, meyve kokulu ve yumuşak, sünger gibidir.
Spor İzi
Parlak kırmızımtırak sarı, tunç rengindedir.
Yetişme Yeri ve Zamanı
Çam meşçerelerinde ve çam ormanı açıklıklarında, çayırlıklarda, Avrupa'da yapraklı ağaç ormanlarında, ilkbahar ve sonbaharda yağmurlardan sonra görülür. Mantar gençken, kırılıp koparıldığı yerinden portakal renkli bir sıvı çıkarır, bu sıvı hava ile temas edince kırmızı olur, iki saat sonra kırmızımtırak portakal esmeri renk alır ve acıdır. Mantarın tadı acıdır fakat nahoş değildir, lezzetlidir.
Ülkemizde; özellikle Bolu ve Kastamonu illerinde yaygındır ama diğer bölgelerde de görülmektedir..
Evet görüldüğü gibi oldukça faydalı olan bu mantardan bizim memleketimizde de fazla fazla yetişiyor hatta şuanda toplanıp toplanıp otobüsler aracılığı ile istanbul ankara ve izmire götürülüyor..
Allahın hikmetidir ki tam burnumuzun dibindeki korularda yetişmekte kanlıca ve tabiiki mantar delisi olan ben zevkle toplamakta ve uğrunda hasta olmaktayım:))

Bizler bu mantarın ekmeğini, tuzlamasını, turşusunu, yoğurtlamasını yaparız bayıla bayıla yeriz.. Evet turşu sevmeyen ben bayıla bayıla yerim...
Çam pürlerinin altında gömülmüş olarak rastlanan bu nefis mantarları toplamak oldukça zevkli arkadaşlar ama çok dikkatli olunması şart elbette..
Bugün sizlerle tuzlamasını paylaşacağım..İstenilen miktarda temizlenmiş kanlıca mantarlarını tuz ve su eklemeden kısık ateşte iyice pişirilir.. İyice sulanacaktır.. Kaynatıldıktan sonra suyu dökülmeden bir gece bekletilir. Ertesi gün suyu süzülüp tekrar soğuk suya alınıp bir gece de böyle bekletilen mantarların ertesi gün suları süzülüp kurulacak kabın içine doldurulan mantarların üzerine bol tuzlu su dökülüp kapağı güzelce kapatılır.. İŞte bu kadar yaklaşık bir ay sonra hazır olacaktır:))


Ormnada gezerken kanlıca haricinde envai çeşit mantarlar var kimi ağaçların üstünde kimi otların arasında ama zehirli ama zehirsiz. Sizlerle paylaşmak istediğim bir kaç kare daha var..
Bu mantarın adı dilburan. Biz pek hatta hiç yemeyiz adında anlaşılacağı gibi acı bir mantar ama sevenleri var..

Bunlarda çeşitli ağaç mantarları
ve başka çeşit otlarda yetişen minicik mantarları..
İşte böyle canlarım bazen uğruna hasta olmaya değer desem de sakın annem duymasın:))
Daha çok fotoğraf var ama onları da başka posta saklıyorumm:))
Hepinize mutlu hafta sonlarıı:))
sevgiler..

Kesme Çorbası ve Çorbalık Hazırlama Macerası


Merhabalar :))
Kucak dolusu sevgiler, selamlar, lezzetler sizlere benden:)) Çok beğeneceğinizi düşündüğüm bir yazımla karşınızdayım bugün..
Bir ana kız düşünün şimdi..
Mutfaklarına öğleden sonra güneşi tüm kuvveti ile yansımış kızıllığına hayran hem anası hem kızı..
Anası kuzineyi yakıyor, kızı hamur yoğuruyor..Unu eliyor tahtadan yapılmış eleği ile kabına ve  açıyor ortasını elleri miss gibi un kokusu, tuzla harmanlıyor ununu.. Bir yumurtayı bırakıyor içine sonrada sıcak suyunu. Yoğuruyor yoğuruyor.. Anası yakmış kuzineyi.. Çıtırtıları çam çırasınınhem kokuyor hem yanıyor için için.. Duman koklamak bile hoşlarına gidiyor.. Dumanı bile bir hoş kokuyor dışarıda çünkü..Kuruluyor yer sofrası köy örtüsü serilip yere.. Kızı başlıyor beze yapmaya patates büyüklüğünde anacığı açıyor unlaya unlaya oklavası ile..Kızı oklava ile küs ya ne yapsın... Kızı unu serpiştiriyor anacığı açıyor..Güneş ışığına yansıyan un zerrecikleri ve hamurunun kokusu anacığının kokusu..Missss gibi..
Anacığı açıyor kızı alıp diğer tarafa kesiyor kare karebol bol unla buluşturup bir güzel seriyor tepsilere.. Sonra kurutuyorlar onları güneşte üstüne örterek bembeyaz tülbentleri..

Sonra elleri ile diktikleri bez keselere dolduruyorlar.. Kışın soğuğunda el emeğinin sıcağını çeksinler diye içlerine...
Şimdi o anacığın o kızı sizlere bir seferliğin tarifini verecek...Tadı damaklara, kokusu ruhlara iyi gelecek.. Şifasını mevla verecek, kullarda ona biiznillah şükredecek....
İşte böyle canlarım, anacığımla beraber yaptık kesmelerimizi, ilk çorbasını da pişirdik üstüne tereyağ gezdirdik.. Şimdi sıra paylaşmasında sizlerle..









Malzemeler:
5 su bardağı un
1 yumurta
1,5 tatlı kaşığı tuz
Aldığınca ılık su
Sosu için:
3 diş sarmısak
Tereyağı
1,5 su bardağı yoğurt
Haşlamak İçin:
Kaynar su

Yapılışı:
Öncelikle kesmeleri hazırlamak için un yoğurma kabına elenip tuz eklenerek harmanlanır, ortası havuz şeklinde açılıp yumurtası kırılır ve ılık su ilavesi ile sert bir hamur yoğrulur..Elde edilen hamur iri iri bezelere ayrılarak oklava ile açılabildiği kadar açılıp üzeri bol bol unlanarak şerit şerit kesilir, eldeki şeritler de kare kare kesilip yine bol bol unlanarak tepsilere yayılır..2-3 gün kadar üzerine temiz tülbent bezi örtülüp kurutulur.

kuruyan hamurlardan 2 su bardağı kadarı alınıp (kişi sayısına göre çoğaltılabilir) kaynar suda makarna haşlar gibi suyuna çok az sıvıyağ ve tuz eklenerek haşlanır. Sonrasında ocaktan alınıp ılınması beklenir..
Bu esnada yoğurdun içine sarmısaklar havanda dövülüp eklenir ve parmak dayanacak kadar ılınan çorbaya hızlıca karıştırarak eklenir..

Üzerine kızdırılmış tereyağı ve karabiber gezdirilen çorbamız servise hazırdır..

Afiyet bal şeker olsunn :))

Lutenitsa (Göçmen Sosu)


Günaydın..
Mutlu günleri dliyorum tümm takipçilerime :)
Daha önce neden yapmamışım diye kendime kızdığım çok oluyor bazı lezzetleri yapıp tattığımda..
Bugün paylaştığım Lutenitsa' da bunlardan birtanesi..Balkan mutfağının baştacı olarak adlandırılan ve lezzeti mükemmel olan Lutenitsa, kahvaltılarımızın hatta her öğünümüzün baştacı olacak gibi :)
Eşim bu tür kahvaltılkları sevdiği için ve hazırını aldığı için bu işe bir el atmalıyım dedim ve Papatya' mın tarifi ile işe koyuldum :) Deneme amaçlı olarak vereceğim ölçünün yarısını yaptım ama bu hafta ölçünün iki katını yapacağım :)
Birde hafif dişe dokunsun diye iyice ezmedim robotta, isterseniz pürüzsüz olana dek ezebilirsiniz :)
Bu kadar övgüden sonra verelim tarifimizi yapın sizlerde :) Mahrum kalmayın aman :)

Malzemeler:
2 kg. kırmızı biber
1 kg. domates
1 kg. patlıcan
2 adet iri havuç
1 baş sarmısak
Yarım çay bardağı sirke
1 avuç kaya tuzu
Karabiber
Kekik
Zeytinyağı

Yapılışı:
Öncelikle biber ve patlıcanlar közlenip, kabukları soyulur robottan geçirilip bir kenarda bekletilir.
Havuçlar haşlanıp, robottan geçirilir.
Domatesler iri parçalar halinde robota alınıp parçalanır ve tencereye alınıp pişirilmeye başlanır.  Domates kaynamaya başladıktan sonra robottan geçirilmiş kırmızı biberler, patlıcanlar ve havuç eklenir.
Havanda dövülmüş sarmısak, sirke, zeytinyağ, tuz, kekik ve karabiber eklenip suyunu çekene dek pişirilir.
Sıcak sıcak cam kavanozlara doldurulup ağzı sıkı sıkı kapatılır ve ters çevrilip soğutulur.
Soğuduktan sonra kavanozları düz çevirebilirsiniz.
Kavanozları küçüklerinden tercih ederseniz taze taze tüketirsiniz :)

Afiyet olsun ...
 
Sponsorlar : Yemek Tarifleri | Yemek Tarifi
Copyright © 2013. Bomba Yemek Tarifleri - Tüm Hakları Saklıdır.
Özel tasarım ürünler