Yeni Konular
yöresel tarifler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yöresel tarifler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

SIKMA

Eski bloğumdan bir tarif bu ama ben sık sık yapıyorum,denemeyen kalmasın istiyorum.
Benim güzel Mersini'min meşhur sıkması.Mersin'in yöresel lezzetlerinden.Özellikle deniz kenarlarında bolca satıcısı vardır.Genelde yanında ayran verirler ama benim favorim herzamanki gibi çay!!Trabzon'da sıkmacı bulamayacğıma göre hemen mutfağa girmek ,kolları sıvamak ve mis gibi sıkmalarımızı yapmak kalıyor bana..Çünkü sıkma bana göre vazgeçilir bir lezzet değil..

HAZIRLANIŞI:
Az maya ile basit bir hamur hazırlıyoruz.(Adını yazamayan biri arkadaş az mayalı hamurun ne demek olduğunu bilmediğini yazmış.Beni uyardığı için kendisine teşekkür ediyor ve bir daha ki sefere adını da yazmasını rica ediyorum.Az mayalı hamur şöyle oluyor;Bir tüm yaş mayanın dörtte biri,bir fiske tuz,un ve su..Un miktarını veremiyorum çünki ne kadar yapılacağına siz karar vereceksiniz,su da ona göre ayarlanır.İnşallah açıklayıcı olmuşumdur.)Hamurumuz kulak memesi kıvamında olacak.sert bir hamur olmamalı.rahat açabilmeliyiz.Hamurumuzu 15 dk.dinlendiriyoruz .
İç harcını 2 türlü hazırlayabiliriz.Peynirli ve patatesli.
PEYNİRLİ HARÇ:
Penir,maydanoz ve soğanı(isteğe bağlı) iyice ezerek karıştırıyoruz .
PATATESLİ HARÇ:
3-4 patatesi haşlıyoruz.Bir soğanı yemeklik doğruyoruz ve yağda kavuruyoruz.Daha sonra ezilmiş patatesi ,karabiber,tuz ve kırmızıbiberi de karışıma ilave edip 3-4 dk.tavada şöyle bir çevip indiriyoruz ve soğumaya bırakıyoruz. Hamurdan küçük toplar alıp oklava ile açıyoruz.Çok büyük açmamıza gerek yok, İnce de olmamalı,yarım cm yeterli.Teflon tavada önlü arkalı çok fazla yakmadan pişiriyoruz.Hemen sıcak sıcak harcını koyup yuvarlıyoruz ve iyice sıkıyoruz.
Soğumaması içinde temiz bir sofra bezine sarıyoruz. İster ayranla,ister çayla yiyoruz.Ben resimde de görüldüğü gibi çayı tercih ettim.
AFİYET OLSUUN..

İÇLİ KÖFTE


İçli köfte en çok sevdiğim yeemeklerin en başında gelir.Evlendikten sonra Mersinden taaa Trabzonlara gelince iş başa düştü.İlk kez yaptığımda uzun uzun yoğurmaktan çok yorulmuştum.İstediğim gibi de olmamıştı.Tamam bir daha sala yapmayacağım dedim ama öyle muhteşem bir lezzet ki dayanamayıp galiba biraz da hırs yapıp becerdim bu işi.Şimdi yarım saatt bana yetiyor bu içli köfteleri hazırlamak için.Tavsiye ederim eğer hiç yapmadıysanız hemen denemelere girişin derim.Püf noktası ise iyice yoğurmak.


İÇ HARCI:Yarım kilo kıyma,2 tane ince doğranmış soğan,2 yemek kaşığı tereyağ,kırmızı biber,kekik,karabiber ,kimyonve tuz.
Önce kıymamızı kavuruyoruz.Daha sonra ince doğranmış soğanlarımızı ekliyoruz ve bir süre daha kavuruyoruz.Daha sonra baharatları ekleyip altını kapatıyor ve soğumaya bırakıyoruz.

SOSUN YAPILIŞI:2 tane sarımsağı eziyoruz.1 tatlı kaşığı biber salçası ve sıvı yağ ile karıştırıyoruz.İçli köfteleri yerken üzerine döküyoruz.

DIŞININ YAPILIŞI:4 adet orta boy patatesi haşlıyoruz.Yoğurma kabımıza ince köftelik bulgurumuzu koyuyoruz.Ben bulgurda hiç ölçü kullanmam ama yaklaşık olarak bir paket bulgurun yarısını kullanıyorum.Bulgurumuzu sıcak suyla ıslatıp şişmesini bekliyoruz.İçine haşanmış patatesleri,1 çay bardağı irmiği,1-2 yemek kaşığı biber salçasını,1 yumurtayı,1 tatlı kaşığı tuzu atıp bir süre tüm gücümüzle iyice yoğuruyoruz.Bu aşamada 1 su bardağı unumuzu ekleyip elimizi az ıslatarak yoğurmaya devam ediyoruz.Arada sırada elimize bir parça alıp kontrol amaçlı oyuyoruz.Kıvama gelip gelmediğini anlayabilmek için.Eğer güzelce oyulup delinmiyorsa olmuş demektir yoksa bir süre daha yoğurmaya devam edeceğiz.Zaten içli köfteyi zor bir yemek haline getiren uzun yoğurma süresi.
İyice yoğurduktan sonra elimize minik toplar alıp dikkatli ve de ince olmasına özen göstererek içli köfteyi oyuyoruz.İçine harcımızı koyup ağzını kapatıyoruz.

İstersek kızgın ve bol yağda kızartın,istersenizde az tuzlu suda haşlayıp servis edebilirsiniz.Tabakataki açık renkli içli köfteler haşalamış olduklarım.

Ben servis ederken bizim oralarda yapıldığı gibi sos hazırlıyorum ve bu sosu üzerine döküp yiyorum.Tadına tad katıyor.
AFİYET OLSUUUUN.

KEREBİÇ


Kerebiç tarifim eski bloğumdan. Çok ama sevdiğim için yeni bloğumda da bulunsun,bilmeyen varsa da tarifi alsın hemen yapsın istedim.Biz Mersinlilerin çok sevdiği ve Ramazanların vazgeçilmezi bir tatlı.Ağızda dağılan irmiğin,cevizin kaymakla birlikte inanılmaz bir lezzet buluşması var.Yolunuz Mersin'e düşerse yemeden,tadına bakmadan geçmeyin derim.Asla pişman olmazsınız.

MALZEMELER:
2 yumurta,
1 çay bardağı sıvı yağ,
100 gr,eritilmiş margarin,
1/2pk.kabartma tozu,
vanilya,
1/2 çay bardağı irmik,
1 çay bardağı pudra şekeri,
alabildiği kadar un.
İÇİ İÇİN:
2 su bardağı iri çekilmiş ceviz içi ve tarçın.
HAZIRLANIŞI:

Malzemelerimizi yoğurup kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde ediyoruz.Dolapta 10 bekletiyoruz.Daha sonra hamurdan cevizde iri parçalar koparıp içli köfte gibi açıp içine harcımızdan koyup kapatıyoruz.Toz şekere bulayıp fırın tepsisine diziyoruz.180 derecede üzeri kızarana kadar pişiriyoruz.Eğer bulabilirsek orijinal köpüğe,yoksa koyu kıvamlı krem şanti hazırlayıp içine kerebiçlerimizi atıyoruz ve buzdolabında bir süre dinlendirip afiyetle yiyoruz.

İÇLİ KÖFTE

İçli köfteyi tadıpta sevmeyen var mıdır bilmiyorum ama ben bayılıyorum.Bu gün kendime içli köfte ziyafeti çekmek istedim.Tek kelime ile nefisti.Yoğurma aşaması biraz yorsa da insanı damağımıza gelen o muhteşem lezzet ''değdi'' dedirtiyor.Yapması zor gibi görünse de insan benim gibi azmederse el mutlaka alışıyor ve kısa zamanda içli köfteyi hazırlıyor.Benden tavsiye hiç denemediyseniz yarın hemen yarın kolları sıvayın derim.Tarifine buradan ulaşabilirsiniz.Yalnız şaşırmayın en üstte bu resim alttakinde tarifli içli köfte var canlarım.Bazı arkadaşlar göremeyince sormuşlar...Hadi size kolay gelsin...

Bu da üstüne sos dökülmüş hali.Tadına tad katıyor..

FASULYE DİBLESİ

Fasulye diblesini ilk kez bu yaz yedim ve çok sevdim.Benim gibi pilavı ve fasulyeyi seviyorsanız asla hayır diyemeyeceğiniz,beğeneceğiniz bir lezzet.

MALZEMELER:
250 gr kadar taze fasulye,
1 adet kuru soğan,
2 adet domates,
1 çay bardağı pirinç,
karabiber,tuz.
HAZIRLANIŞI:
Tenceremize biraz sıvı yağ koyup küçük küçük doğradığımız soğanları pembeleştiriyoruz,küp küp doğranmış domatesleri de ekleyip 3-5 dk kadar kavuruyoruz.Fasulyelerimizi önceden 0.5 cm ebatında doğruyoruz.Yani çok minik olmalı.Taze fasulyeleri de tenceremize ekelyip iyice karıştırıp 10-15 dk kadar pişiriyoruz.Fasulyelerimizin piştikten sonra yıkamış olduğumuz pirinci tenceremize koyup gerekirse bir çay bardağı su ekliyoruz.Tuzunu ve karabiberini de atıp pirincimiz suyunu çekip pişince ocaktan alıp servis ediyoruz.


AFİYET OLSUUUN.

MISIRUNLU PATLICAN KIZARTMASI

Karadanize ait yöresel bir lezzet.Mısır unu çok kullanılıyor burada,iyi de oluyor aslında.Patlıcanları güzelce yıkayıp sapını kesiyoruz.Patlıcanı sap kısmı kalacak şekilde dörde bölüyoruz.Tencerede su kaynatıp,bir tutam ad tuz atıp patlıcanlarımızı haşlıyoruz.Süzgece çıkarıp süzdürüyoruz.Tavada az yağ kızdırıyoruz,patlıcanı tavaya almadan önce de biraz hafifçe suyunu çıkarıyoruz.Patlıcanları mısır ununa buluyoruz ve tavaya alıyoruz.Üzerine kapak koyup alt taraf kızarınca lavaboda tavayı kapağın üzerine ters çevirip patlıcanların diğer tarafını da kızartıyoruz.Tabağa alıp dilimliyoruz (ki ben unutmuşum),üzerine sarımsaklı yoğurt hazırlayıp servis ediyoruz.Sarımsaklı yoğurt istenmezse konmayabilir.
AFİYET OLSUUUN.

KİRAZ TURŞUSU ve BLOG ÖDÜLLERİ

Karadeniz mutfağına devam diyoruz ve bu sefer de evde ben hariç herkesin bayıla bayıla yediği kiraz turşusundan bahsetmek istiyorum.Karadenize gelene kadar o canım kirazın turşusunun yapıldığını aklımın ucundan bile geçiremezdim,çok şaşırmıştım.8 sene oldu inatla tadına bakmadım ama sizin için resimledim.Bu tarifi P.D.Ç.S.E 28'in yeni ev sahibi tatlı kurabiyeme gönderiyorum,kendisine kolaylıklar diliyorum.
Tarif basit;önceden kirazın çekirdekleri çıkarılarak turşusu kuruluyor.Hazırlanmadan önce biraz suda bekletiyoruz;bir tencereye kıyılmış soğan ve sıvı yağı ekleyip biraz pembeleştirip kirazları ekliyoruz.Şöyle bir çevirip altını kısıyor ve kapağını kapatıyoruz.10 dk. kadar kısık ateşte pişirip altını kapatıyoruz ve servis ediyoruz.AFİYET OLSUUUN.



Çok değer verdiğim arkadaşlarımdan bazıları beni bu blog ödülüne layık görmüler.Benim yemeklerim,Sıcak paylaşımlar Aysel, Angel,Peynirli höşmerim ve Antepaşı.Hepinize çok teşekkürler..Uluslararası Arkadaşlık Ödülü.Çok mutlu oldum
Bu ödülün amacı arkadaş listenizdeki Bloggerleri dünya çapında tanıtabilmekmiş...Ve sizi seçen arkadaşınızın listesindeki isimlerden 1 fazla olmalıymış...

Amaaaa neredeyse herkes ödülünü aldı,o yüzden ben de bütün blog arkadaşlarıma hediye ediyorum.İyi ki varsınız.Sevgiyle kalın...

TEPSİ KEBABI

Hatay'a ait bir yemek olan tepsi kebabını uzun zamandır yapmak istiyordum;ki iyi ki de yapmışım.Hem çok ama çok pratik,hem çok ama çok lezzetli bir yemek.Ben ucundan azıcık tadına baktım ama kokusu bile mestetti beni.Yapmakta neden bu kadar geciktim diye kızdım kendime,Sık sık yapacağım bundan sonra.Özellikle sıkışık zamanlarda,lezzetten de vazgeçmeden hazırlanan bir yemek.
Hemen tarifimize geçelim:

MALZEMELER:

500 gr kıyma(yağı ne oranda istediğiniz size kalmış.),
1 demet maydanoz,
1 adet iri kuru soğan,
1.5su bardağı su,
1 kaşık biber salçası,
4 -5 diş sarımsak,
1 adet domates,
3 adet sivri biber,
kimyon,
karabiber,
pul biber,
kekik,
yarım çay bardağı sıvı yağ,
tuz

YAPILIŞI:
Kıymamızı kabımıza alalım.Üzerine kuru soğanı rendeleyelim.İnce kıyılmış maydanoz ve sarımsağı ekleyelim.Tuz karabiber,pulbiber,kimyon ve kekiği ve sıvı yağı da ekleyip iyice karıştıralım.Yağlanmış tepsiye kıymamızı eşit olacak biçimde yayalım.

Domatesleri yuvarlak dilimleyip kıymanın üzerine dizelim.Sivri biberleri de ister uzunlamasına keserek istersek bütün olarak domateslerin arasına koyalım.Biber salçası ile sıcak suyu iyice karıştırıp kımanın üzerine dökelim.Önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında nar gibi kızarana kadar pişirip sıcak olarak servis edelim.

Asla pişman olmayacağınız muhteşem bir lezzet.AFİYET OLSUN...

MAKLUBE

Zamanın birinde bir yerlerde görmüş,duymuştum.Aklıma düştü,yine araştırmacı yazar(!)blogger Funda ;yani bendeniz adını bile bilmeden baktım tariflere.Amacım etle,patatesle yapılan özel bir pilavdı.Sonunda adının Maklube olduğunu ve aynı zamanda tavukla da yapılabildiğini öğrendim.

Ama dikkat etmediğim konu(ki en önemli ayrıntı oluyor kendisi)bu pilavın kalabalık misafirlere,davetlere yapılması gerektiğiydi.Ha olurdu olmazdı değil ama benim gibi akşamları sadece bir elma yiyen ve yemek yemeyen biriyseniz ne olacaktı..Evde topu topu 3 kişiye yapmış oluyordunuz ve bunlardan ikisi ufaklıklardı!!Açık söyleyeyim bu kadar fazla olacağı aklıma gelmemişti.

Maklubem pişerken kara kara da düşünüyordum bir yandan neden aklıma takmıştım bu pilavı ki.Ben taaaa ertesi gün öğlen yiyebilecektim çünkü...Evet sonuca geliyorum kızlar pilavı eşime de çocuklarıma da afiyetle yedirdim.Tabaklarına bol bol koydum.Yaklaşık 2 gün yedik ve bu da bana müthiş bir ders oldu.Maklube denen harika pilav kalabalık misafir grubu geldiğinde yapılacak bundan böyle.

Maklube gerçekten de harika bir yemek.Özellikle soğan müthiş bir lezzet katıyor.Ben önce koymayacaktım ama iyi ki de koymuşum.Çok lezizidi.

Maklube başlıbaşına bir ana yemek.Yanında salata ve yoğurtla ikram ediliyor.Ama benim tabağımda yer kalmamıştı sunum eksik oldu.Normalde tepsiye ters çevrilip kenarlara salata ve yoğurt konuuyor.Maklubenin bu şekilde servis edilmesi gerekiyor.. Resimlerim de aceleye geldi.


MALZEMELER:

500 gr kuşbaşı doğranmış et,
1 iri boy kuru soğan(halka halka doğranacak),
2 patates(halka halka doğranıp kızartılacak),
1 iri boy havuç(halka halka doğranıp kızartılacak),
2 su bardağı pirinç,
Sıvı yağ,
karabiber,tuz,
et suyu.
HAZIRLANIŞI:
Önce etleri düdüklüde haşlıyoruz.Pirinci tuzlu suda beklemeye alıyoruz.Patates ve havuçları(isterseniz patlıca da olur.) halka halka doğrayıp biraz kızartıyoruz.Çok kızartmayın ama.
Daha sonra halka halka doğranmış kuru soğanı tenceremizin tabanına diziyoruz.Onun üzerine eti,onun üzerine da kızarmış patatesin ve havucun bir kısmını diziyoruz.Islatılmış pirincin yarısını üzerine da kalan patatesleri en üstine yine pirinci diziyoruz.İsterseniz tencerenin kenarlarına patatesten artanları da dizebilirsiniz.Pirinci elimizle az bastırıyoruz.baharatları ve tuzu ekliyoruz.Etsuyunu ekliyoruz.Kaynayınca altını kısıp kısık ateşte pişiriyoruz.

Piştikten sonra demlenmesini bekleyip tepsiye ters çeviriyoruz.Kenarlarına salata ve yoğurt koyuyoruz.Gerçekten de muhteşem bir ana yemek oluyor.Kalabalık bir günde deneyip misafirlerin hem gözünü hem midesini doyurabilirsiniz.
AFİYET OLSUUUN....

YOĞURTLU PATATES (ANTEP USULÜ ET YEMEĞİ)


Bu akşam iftarda Antep usulü et yemeği vardı.Yoğurtlu patateste diyorlar ancak ben bu ismin bu muhteşem yemeği yeterince anlatmadığı kanısındayım.

İlk kez yaptığım bu yemeğe bayıldık diyebilirim.Sırada başka yemekler ve tatlılar yayınlanmayı beklese de,ben yarın ki iftara size güzel bir fikir olması açısından Gaziantep usulü et yemeğini yayına koydum.


İŞTE TARİF:


MALZEMELER: (4 kişilik)

250 gr kuşbaşı et,
1 su bardağı nohut,
3 adet orta boy patates,
3 bardak süzme yoğurt(veya katıca normal yoğurt.)
1 yumurta,
sıvı yağ,
haspir veya kuru nane.

HAZIRLANIŞI:

Akşamdan ıslattığımız nohutu etle birlikte haşlayalım.Patatesleri soyup küp küp doğrayıp et ve nohutla beraber yumuşayıncaya kadar pişirelim.

Ayrı bir yerde yoğurdun içine bir yumurta kıralım.Yoğurdumuz sulu ise içine bir yemek kaşığı un da ekleyebiliriz.Hazırladığımız bu karışımı ocakta kısık ateşte pişmekte olan yemeğe azar azar ilave edelim.(Yoğurdun kesilmemesi için yemeğin suyundan yoğurda katalım.)

Yoğurdu yemeğe ilave ettikten sonra yemeği bir taşım kaynatalım.Fokur fokur kaynayınca tuzunu ilave edelim.Altını kapatalım.

Bu yemeğin içine haspir denen bir ot katılıyor.Ben Mersindeyken almıştım.Tavaya yağ koyup haspiri de içne atıp kzdırdıktan sonrayemeğe ilave ediyoruz.Haspir otunuz yoksa kuru nane ve pulbiberle de aynı işlemi yapabilirsiniz.

Yanında pilav ve salata ile mmmmm....

Gerçekten de mükemmel bir yemek.

AFİYET OLSUN...

Menümüzde tatlı olarak benim ennn ennn favori tatlılarımdan olan midye tatlısı da vardı.Bu kez fırına vermeden önce üzerine tereyağı gezdirmeyi unutmadım.Tarifi BURADA.

HAYIRLI İFTARLAR EFENDİM..

YUMURTALI GALDİRİK (TOMARA)KAVURMASI


Geçen haftalarda köye kayınvalidemleri ziyarete gittiğimizde kayınvalidemi galdirik otu denen ve faydasını daha sonradan öğreneceğim otu ayıklayıp temizlerken buldum.Galdirik otuna Tomara'da dendiğini bloğa koyarsam bu adı da yazmamı sıkı sıkı tembih etti.Ben de aşamaları resimledim.

Galdirikten kısaca bahsetmek istiyorum ki benim gibi bilmeyen varsa öğrensin,evinde pişirsin.

Karadenizde Mayıs ayından başlayarak Eylül ayına kadar yeşil olarak yaygın olarak bulabileceğimiz galdirik otu farklı yörelerimizde ispit, hılışka, zırbıt, sığırdili veya hodan otu olarak da adlandırılmaktadır. Mavi, uzun saplı çiçekleri olan galdirik otunun geniş ve oval olan yaprakları sert tüylüdür ve yerden 15-20 cm kadar yükselir. Rutubetli yerleri seven bu bitki Karadeniz Bölgesinin dışında Marmara ve Batı Anadolu bölgelerinde de yetişmektedir.

Galdirik otu çiçeğinin, insanlarda hoşnut duygular uyandırdığı, sıkıntıları giderdiği ve cesaret verdiği eskiden beri bilinmektedir. Hatta sefere çıkan askerlere cesaret kazandırmak için üzerlerine bu çiçeğin sürüldüğü rivayet edilmektedir.
Günümüzde yapılan araştırmalarda ise galdiriğin böbrek üstü bezlerini etkilediği ve bu nedenle insanları rahatlattığı tespit edilmiştir. Ayrıca bu otun yüksek oranda kalsiyum, potasyum ve mineral tuzları içerdiği görülmüştür. Mineral tuz içermesi nedeniyle bu otun tuzsuz rejimlerde tüketilmesi tavsiye edilmektedir. Galdirik, taze sebze olarak tüketildiği gibi, gölgede kurutulup şifalı bitki olarak da kullanılabilmektedir. Gerek sebze olarak tüketildiğinde, gerekse bir tutam kurutulmuş galdirik yarım litre suda kaynatılıp içildiğinde aşağıdaki faydaları sağlamaktadır:
Ter atıcıdır,
İdrar sökücüdür,
Balgam sökücüdür,
Boğaz ağrılarına iyi gelir,
Ant-depresif özelliği vardır,
Öksürüğü gidermede etkilidir,
Bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir,
İltihap kurutucu ve ateş düşürücüdür,
Kansere karşı koruyucu özellik taşımaktadır.
Epey faydası varmış yani.Bundan sonra köye gittim mi hiç kaçırmamam gerek anlaşılan.
İnternette yaptığım araştırmada Galdiriğin çeşitli şekillerde tüketilebildiğini öğrendim.Turşusu nu ve sarmasını da denemek isterim doğrusu.
Kavurmayı kayınvalidemin yaptığı şekliyle anlatacağım.
YUMURTALI GALDİRİK KAVURMASI:


MALZEMELER:
1 kg galdirik,
5-6 tane yeşil soğan,
4-5 adet pırasa,
2 çay bardağı mısır unu(yetmezse biraz daha eklenebilir),
tuz,2 yumurta.

HAZIRLANIŞI:
Galdirikleri köklerinden kesiyoruz.İyice yıkayıp yaprak ve çiçekleriyle birlikte 2cm eninde doğruyoruz.
Soğuk suya koyup ocağın altını açıyoruz.Suyun sıcak olmamasının sebebi yaprakların kararmamasıymış.Bu püf nokta önemli.
Haşlandıktan sonra süzüyoruz.Diğer tarafta soğanları ve pırasaları da aynı incelikte doğruyoruz.Tüm malzemeyi karıştırıyoruz.Mısır unu ve tuzu da ekledikten sonra teflon tavaya sıvı yağ koyup az kızdıktan sonra Galdirikli harcımızı tavaya döküyoruz.Kapağını kapatmadan kızartıyoruz.Daha sonra tersini çevirip diğer tarafı da pişirdikten sonra 2 veya 3 yumurta kırıp ocağın altını 2-3 dk sonra kapatıyoruz.
Ben yanına çay da demledim.Gerçekten de çay çok yakıştı.Afiyetle yendi.

MUMBAR DOLMASI

Kısa bir aradan sonra merhaba.Okullar tatil oldu ama bizim seminerlerimiz devam ediyor.Bir yandan ev telaşı derken pc başına bazı günler hiç oturamıyorum.Bu gün perdecideydim.Günlerce süren kararsızlıkların git gellerin sonunda perdelere karar verildi ölçüler alındı.Artık geriye saymalar başladı.Hayırlısıyla taşındığımızda sizlerle de paylaşacağım yeni evimin resimlerini.Allah isteyen herkese nasip etsin bu mutluluğu...

Gel gelelim Mumbarımıza....Çocukken,o iştahsız,yemek yemeyen mıymıntı biriyken bile bayılırdım mumbar dolmasına.Ama annemin yaptığından başkasına elimi bile sürmezdim,hala da öyle.Mumbarı çok ama çok severim.Durun öyle hemen HAYIIIIIR demeyin.Bunun tadını(tabii ki temiz apan biri olmalı)yemeyen bilemez işte o kadar.Örnek mi?Eşim!İlk söylediğimde ''ağzıma bile koymam ben.'' dedi.Oyüzden de az aldık.Fakat benim tabağıma da saldırdı hakkımı zor kurtardım o kadar söyleyeyim.''Mmmmmm Anne hergün yap dedi.Bir tabak daha yok mu ?''dedi,''ah keşke biraz daha fazla alsaydık ''dedi.''Şimdiye kadar neden yemedim kiiiiii ''dedi.Dedi de dedi.İşte böyle.O yüzden arkadaşlar ön yargılarınızı bir kenara bırakın ve muhteşem lezzetten mahrum kalmayın.

MUMBAR DOLMASI

MALZEMELER:
4 adet koyun mumbarı,
125 gr kuzu kıyması,
1 su bardağı bulgur bir su bardağı pirinç,
domates salçası,
2 adet incecik kıyılmış kuru soğan,
3-4 iri diş sarımsak,
et suyu,
tuz,karabiber,pulbiber.



Resimdeki eller bana ait değil.Tahmin edebileceğiniz gibi anneme ait.

YAPILIŞI:
İlk önce kasaptan aldığımız mumbarları iyice temizliyoruz.Benim annem bunun için özellikle limon kullanıyor.İyice temizlenmiş defalarca yıkanmış mumbarımızı bir kenara alıyoruz.Daha sonra mumbarımızın iç harcını hazırlıyoruz.Tıpkı dolma içi gibi hazırlanıyor.Daha sonra uzun bir oyacak yardımıyla mumbarın içini dikkatlice dolduruyoruz.Bu arada çok fazla doldurmamaya dikkat ediyoruz.Yoksa patlayabilir.Ölçüye dikkat edeceğiz yani.İçi şişsin diye uğraşmayacağız.Doldurduğumuz mumbarları düdüklü tencereye alıyoruz.Üzerini geçmeyecek şekilde et suyu ilave ediyoruz.Kapağını kapatıp düdüklü ötmeye başladıktan sonra 30 dk.pişiriyoruz.
Sonra da afiyetle yiyoruz.

KUYMAK & YENİDEN MERHABA

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba arkadaşlar...Allaha çok şükür evime taşındım,yerleştim.Ama telaşım bitmedi bitmeyecek gibi de görünüyor.Okulda öğretmen arkadaşlarla bir tiyatro planımız var,önümüzdeki günlerde provalara başlayacağız.Bakalım ben de merak ediyorum rolümü hakkıyla oynamayı başarabilecek miyim!Önümüzdeki günlerde yine okulca bir gezi planımız var Ankara'ya,Anıtkabir'i ve müzeleri gezeceğiz inşallah.
Bloğa tekrar başlayıp başlamamayı da oldukça düşündüm aslında...Eskisi gibi monoton bir hayatım yok artık,çok hareketli.Bloğumla yeterince ilgilenenememekten korktum,ama çevremdeki dostlarım,sevgili arkadaşlarım yüreklendirdiler beni.


Kuymağa gelinceee....Efendim bundan bir yıl önce eşim bir arkadaşıyla bir yere yemek yemeğe gitmiş ve orada onlara bu kuymağı ikram etmişler.Tabii eşim bayılmış.Bilen bilir kuymak böyle yapılmaz,üzeri böyle kabuk tutturulmaz,biraz fokurdadı mı ocaktan alırlar ve ekmek banarak sündüre sündüre yerler.Eşim bu kuymağı sen de öğrenmeli ve mutlaka yapmalısın dedi.Ben o zaman biraz araştırma yaptım ve kuymağı yaptım...Tabii beceremedim,böylesini değil normalini de beceremedim ve çöpe dökülmek zorunda kaldı.Ben de bir daha yapmamaya tövbe ettim.Bu yıl ev taşıma aşamasında beni de o kuymak yapılan yere götürdü ve yapan bayandan bana da öğretmesini rica etti.Pek yanaşmadı tabii kadıncağız,kem etti küm etti,'' ben de hemen öğrenemem zaten canım''dedim ikna ettik.O kuymağı yaptı ben seyrettim sorular sordum,dedim ki ''bu yörede bu kuymak böyle mi yapılıyor,çünkü ben hiç böylesini görmemiştim''.Yooo dedi bu benim icadım,ben böyle yapıyorum dedi.Sağolsun bana gösterdi.Bana ölçüyle verdi ama o göz kararı yapıyormuş.Şimdi artık ben de göz kararı yapıyorum.İnsan yapa yapa öğreniyor,pratik kazanıyor.İlk yaptığımda çok heyecanlandım Allahım ya yine beceremezsem dedim.Eşim de başımda dikiliyor heyecanla bekliyordu.Sonuç...FİYASKO!!!Neyse ki ikinci,üçüncü seferden sonra becerebildim.Önemli olan azmetmek,kararlı olmak.İlk seferde yapamazsanız pes etmeyin,mutlaka başaracaksınız.Bunun kanıtı benim arkadaşlar.Haaa bu arada bu lezzetten mahrum kalmayın mutlaka ama mutlaka yapmaya çalışın.


KUYMAK


MALZEMELER:(4kişilik)
2 tepeleme yemek kaşığı tereyağ(margarin olmaz),
2 yemek kaşığı kuymaklık mısır unu(önemli),
1 avuç telli peynir(başka peynir olmaz),
1-2 bardak su.


YAPILIŞI:
Önce küçük teflon tavamıza tereyağını koyup eritiyoruz.Yağ kızınca mısır ununu ekleyip 1 dakika kadar çeviriyoruz.Peşinden soğuk suyu döküp 30-40 saniye kadar karıştırıyoruz.Hemen telli peynirimizi de tavaya ekleyip eze eze pişiriyoruz.Bu aşamada tahta kaşıkla sürekli hızlı bir biçimde karıştırıyoruz.Kuymak fokurdamaya göz göz olmaya başlayın altını kısıp pişmeye bırakıyoruz.Artık karıştırmıyoruz kesinlikle.7-8 dakika kadar pişiriyoruz.Bu arada kuyma yavaş yavaş kabuk tutmaya başlıyor.Arada çatalın ucuyla kızarıp kızarmadığını kontrol ediyoruz.Kızardığından emin olunca altını kapatıp düz bir tabağa dikkatlice ters çeviriyoruz.Sıcak sıcak servis ediyoruz.Kabuğunu bıçakla kesip yiyoruz ama yanında çay şart benden söylemesi.

AFİYET OLSUUUUUN...

TAŞ KADAYIF

Küçüklüğümde rahmetli babam çarşıdan alır getiridi bize.O zamanlar büyük tatlıcı dükkanları yoktu.Genelde el arabasında satarlardı tatlılarını tatlıcılar.Tatlıcı geldiiiiiii diye seslendiler mi hemen dışarı koşar parasını verir afiyetle yerdik.Ne günlerdi.

Taş kadayıf en çok sevdiğim ve buralarda da hiç rastlamadığım bir tatlı.Çoğu insan hiç bilmiyor.Yaptıktan sonra tanıtmak epey zamanımı aldı.Taş kadayıfı mutfağımda yapmak çok ama çok keyifliydi.Tatlıyı ramazanda yaptığım için yapar yapmaz tadına bakamadım tabii.Ama çok ta merak ediyorum.Hemen çocuklara tattırdım.İnanılmaz beğendiler.İkişer üçer yediler.Ben inanamıyorum ki bir türlü ''nasıl şekeri tam olmuş mu,yoksa çok mu şekerli olmuş,ay gerçekten de güzel mi olmuş''diye sorup durdum.Onlar da ilk defa yiyorlardı çünkü.Sonuç olarak ben dahil yiyen herkes çok beğendi.Yapması da oldukça basit,öyle yarım saatte yapılıveriyor.Şerbeti soğuk olacak,onu da önceden hazırlamalı.Ben derim ki özel misafirlerinize yapın.Hem görüntü müthiş,hem lezzeti süper.Beğenilmemesi imkansız.


MALZEMELER:

1 su bardağı süt,
1 su bardağı su,
2 su bardağı un,
1 tatlı kaşığı instant maya,
1 tatlı kaşığı şeker,
1 çay kaşığı tuz.
ŞERBETİ(soğuk olacak)
1.5 su bardağı su,
1.5 su bardağı şeker.
bir kaç damla limon suyu.

İÇ HARCI İÇİN:
İri kıyılmış ceviz,
1 çay kaşığı şeker.


HAZIRLANIŞI:
Hamur için gerekli malzemelerimizi karıştırıyoruz.Krep hamuru kıvamından biraz daha koyu bir bulamaç elde ediyoruz.Yarım saat kadar mayalandıralım.Bu arada da şerbetimizi kaynatıp soğumaya bırakalım.Daha sonra teflon tavayı ısıtalım ve 1.5 -2 yemek kaşığı kadar(isterseniz 1 yemek kaşığı da olur) tavaya dökelim.Şeklimizin yuvarlak olmasına özen gösterelim.Aynı anda pek çok kadayıf pişirebiliriz.Kadayıfımızın sadece bir yüzünü pişiriyoruz.Hemen pişiyor zaten.Az kızarınca tavadan alıyoruz.Daha sonra cevizli harcımızı kadayıfımızın pişmememiş tarafına koyup ağzını bastırarak kapatıyoruz.Ayrı bir tavaya yağ koyup kızdırıyoruz.Kadayıfın sadece kapatıp bastırdığımız tarafını yumurtaya bulayıp yağda kızartıyoruz.Kızaran kadayıfları soğumuş şerbete koyuf 2-3 dakika bekletiyoruz ve servis tabağına alıyoruz.

Hazırlama aşaması...
Vee işte tabakta.AFİYET OLSUUUN.

SOĞAN KEBABI

Gaziantep mutfağına ait müthiş bir yemek daha doğrusu kebap tarifim var bugün.Ne zamandır yapmak istediğim bir lezzetti.Güzel olacağından ise hiç kuşkum yoktu,öyle de oldu.Tabii akşam yemeğine yaptığım için ben tatmadım ama eşime ve komşuma yedirdim.Tek kelime ile bayıldılar.Ben de onların mutlu ve keyifle yemek yemelerini seyrettim,beğenmeleri beni de yeterince doyurmuş oldu zaten.


 MALZEMELER:
yarım kilo  yağlı kıyma
yarım kilo kilo küçük kuru soğan
1 kahve fincanı nar pekmezi
Tuz ,Karabiber ,Pulbiber,bir çay kaşığı nar ekşisi.


 HAZIRLANIŞI:
Öncelikle kıymayı tuz,karabiber,pulbiber ve çok az nar ekşisi  iyice yoğuruyoruz.Kuru soğanları kabuğunu soymadan ve tam olarak ayrılmadan ortadan ikiye kesiyoruz.Köftemizi ceviz büyüklüğünde yuvarlak haline getirip soğanın ortasına yerleştiriyoruz.Üzerine yarım bardak sıcak su döküp önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında borcamda pişiriyoruz.Fırından aldıktan sonra soğanlar kurumuş olacağından terletme işlemi yapmamız gerekiyor.Bunun için,soğan kebaplarını bir tencereye alıyoruz,2 yemek kaşığı nar ekşisini yarım bardak su bardağı ile sulandırıp
tencereye döküyoruz.Tencerenin ağzını iyice kapatıp kaynayıınca kısık ateşe alıp 15-20 dakika kadar pişiriyoruz.Bu aşamayı atlamamak lazım yoksa soğanlarımız yumuşak olmaz,sert kalır ve o muhteşem lezzeti alamayız.

Terletme işleminden sonra sıcak sıcak servis tabağına alıyoruz ve soğanın kabuklarını yerken soyuyoruz.
Kesinlikle denemenizi öneriyorum.Pişman olmayacaksınızz....

SIKMA

       Yarıyıl tatili çok güzel geçiyor.Bol bol dineniyorum,kavaltı keyilferi yapıyorum çocuklarımla.Bu sabahta uzun zamandır aklımda olan sıkmayı yapmak istedim.Sıkma buralarda hiç bilinmiyor ama ben Akdenizliyim ve bizim oralarda sıkma çok meşhurdur.Çocukken okulumuzda o zamanlar fast food denen şey yoktu ve sıkma yapıp satıırdı.Çok cüz-i bir paraya alır ve afiyetle yerdim.Arada anneciğim yapardı yanında çay veya ikindi vaktiyse ayranla bayıla bayıla yerdik.Aah ah ne güzel günlerdi o günler.
        Yol kenarlarında sıkma satan yerler de olur.Deniz kenarında gezerken acıktığınızda hop hemen bir sıkma-ayran satan bir yere oturur ve yine afiyete yenirdi.Sıkmacılarda öyle yöresel çadırlarda gözünüzün önünde yufkalarını açar,sıcak sıcak pişirlir öyle satılırdı.Mersin hala öyledir sanıyorum.
     Sonuç olarak dün akşam aklıma düştü sabah yaptım.Afiyetle yedik.Zaten resimler de kahvaltı sofrasının bir bölümünden.Haaa bu arada sıkma herzaman yapılan bir şey değildir,çünkü insanın yedikçe yiyesi gelir.İşte o yüzden ben yıld bir kere yapıyorum.Yoksa alimallah duba gibi olurum!!!

                                                               SIKMA


MALZEMELER:
Hamuru için:
un(kişi sayısına göre siz ayarlayacaksınız),
su,
tuz,
çok az kuru maya(1 çay kaşığı kadar.)

İÇ HARCI :(yapılışları aşağıda)
patatesli,
peynirli.


YAPILIŞI:
1-Un,ılık su,bir fiske tuz ve çok az kuru maya ile yumuşak bir hamur yağuruyoruz ve dinlenmeye bırakıyoruz.

2-PATATESLİ HARCIN HAZIRLANMASI:Diğer yandan patatesleri haşlıyoruz.Orta boy kuru soğanı yağda kavuruyoruz,1 tatlı kaşığı salça ekleyip 2 dakika sonra altını kapatıyoruz.Haşlanmış patatesleri eziyoruz.Kavrulmuş soğanı,tuzu,karabiberi,pulbiberi ,en son olarakta kıyılmış maydanozu ekleyip patatesli harcımızı hazırlıyoruz.
3-PEYNİRLİ HARCIN HAZIRLANMASI:Bir küçük kuru soğanı incecik kıyıyoruz.Beyaz peynir ve maydanozla ezerek karıştırıyoruz.Harcımız hazır.
4-Dinenmiş hamurumuzu biraz un serpip tabak büyüklüğünde açıyoruz.Tüm hamurumuzu bu şekilde açıyoruz(eğer yardımcınız varsa siz açabilirsiniz o da pişirir,daha güzel olur ama ben yalnızdım.).Teflon tavada yağsız olarak pişiriyoruz ve henüz sıcakken ister peyniri isterseniz patatesli harçtan arasına koyup sıkı sıkı sarıyoruz ve hemen bir sofra bezine sarıyoruz,hepsi pişince çayımızı da demleyip afiyetle yiyoruz.

BİBERLİ EKMEK

                                   
Çocukluğumda okulumuzun kantininde satılırdı.Yanında da şalgamımızı içe içe büyük bir mutlulukla yerdik arkadaşlarla.Şimdiyse Trabzon'da yaşıyorum ve bir Mersin'li olarak Biberli ekmekleri burada bulmam imkansız.Dolayısıyla arada kendim yapıyorum.Arkadaşlarımın da çok sevdikleri bir lezzet oldu.Genelde hamuru tepsiye yayıp dilimleyerek servis yapılıyor ama ben orjinalindeki gibi yapmayı tercih ettim.



MALZEMELER:

  • 150 gr margarin
  • 1 pk yaş maya,
  • 1 su bardağı ılık su(miktarı hamurun kıvamına göre ayarlanabilir.)
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 yemek kaşığı şeker ve1 çay bardağı ılık su (mayayı eritmek için.)
  • alabildiği kadar un.
ÜZERİ İÇİN:
  • 1 orta boy kuru soğan
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 1 yemek kaşığı biber salçası
  • varsa küncü(susama benzer ben de yoktu koyamadım)


YAPILIŞI:
  • Kuru soğanı yemeklik olacak şekilde incecik kıyıyoruz.
  • salçayı,sıvı yağı ekliyoruz.Varsa küncüyü de ekleyip iyice karıştırıyoruz.Ben pişirmeden yapıyorum ama siz pişirerekte yapabilirsiniz.Diğer yandan mayayı 1 çay bardağı su ve bir yemek kaşığı şekerle  ılık suda eritiyoruz.
  • Maya olunca unumuzu yoğurma kabına alıyoruz.Ortasını havuz gibi açıp erimiş mayayı koyup karıştırıyoruz.
  • bir tatlı kaşığı tuzu ve ılık suyu ekliyoruz.Suyu ve unu azar azar ekliyoruz.
  • Ele yapışmayan kulak mememsi kıvamında bir hamur yoğuruyoruz.
  • Hamuru biraz mayalanmaya bırakıyoruz.
  • Hamurumuz mayalandıktan sonra oda sıcaklığındaki margarini de ekleyip bir daha yoğuruyoruz.Yağı iyice özdeşeştiriyoruz hamurla.
  • Bir yarım saat daha mayalanmaya bırakıyoruz.
  • Mayalandıktan sonra bir daha yoğurup hamurdan iri parçalar koparıp yuvarlak şekiller veriyoruz.
  • Tepsiye diziyoruz.
  • Hazırladığımız harcı üzerlerine sürüyoruz.
  • Biraz daha mayalandırıyoruz.
Önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında kızarana kadar pişiriyoruz.
AFİYET OLSUN...

OT TAVASI

Bu aralar hemen her gün yaptığım bir yöresel lezzet.Karadenize has basit ama güzel bir tarif.


MALZEMELER:
  • 5 tane pırasa
  • 6-7 yaprak pazı
  • 4-5 tane yeşil soğan
  • yarım deste maydanoz
  • tuz,mısır unu,zeytinyağı
YAPILIŞI:
  • Pırasa,pazı,yeşilsoğan,maydanoz ince ince doğranır.
  • Yeteri kadar tuz atılır.
  • 1,5 yemek kaşığı kadar mısır unu ile alt üst edilir.(unu göz kararı ilave ediyorum ama çok olmamalı mısır unu.)
  • Yanmaz tavaya birazcık zeytinyağı koyup az kızdırıyoruz.
  • Karışımımızı tavaya koyuyoruz.
  • Kısık ateşte alt üst ederek kızartıyoruz.
AFİYET OLSUN...

TURŞU KAVURMASI

Karadenize özgü ve buradaki herkesin çok sevdiği bir lezzet.Özellikle arkadaş toplantılarında neredeyse olmazsa olmazı diyebilirim.


                                   

 MALZEMELER:
  • Fasulye turşusu
  • Beyaz lahana turşusu
  • Havuç turşusu
  • 2 adet kuru soğan
  • 1 yemek kaşığı domates salçası.


HAZIRLANIŞI:
  • Turşuları bir kaç saat öncesinden suda bekletiyoruz.
  • Suyunu sıkıyoruz ki ekşi olmasın diye.
  • Daha sonra çokta ince olmamak kaydıyla doğruyoruz.
  • Soğanları yemeklik doğrayıp tencerede pembeleşene kadar kavuruyoruz.
  • Domates salçasını ekleyip bir iki çeviriyoruz.
  • Son olarak turşularımızı ekleyip kısık ateşte 15-20 dakika kadar pişiriyoruz.

BEZELYE TAVASI

Bezelye tavası Trabzon'da oldukça sık yapılan ve benim de ilk kez bu yıl denediğim,ama denedikten sonra üst üste üç gün yaptığım bir lezzet oldu.Sultani bezelye deniyor ve kabukları ile de yenebiliyor.Kabuğu sert olmuyor zaten sert olursa içini çıkarıyoruz o zaman çünkü tavamız lezzetli olmuyor o zaman.
     Yapması kolay,yemesi keyifli bir aperatif diyebilirim aslında.Çünkü ana yemek değil pek tabii ki ara yemek.Ama bence yapın şu sıralar da tam zamanı.


MALZEMELER:
1 kg  Sultani bezelye ,
1 çay bardağı mısır unu(ben göz kararı kullandım.)
sıvı yağ
tuz,karabiber
yumurta(arzuya bağlı)


 HAZIRLANIŞI:
Bezeleyelerimizi ayıklıyoruz önce.Yani kabuğundan çıkarmıyoruz da kılçıklarını alıyoruz.Ama bezelye kartlaşmışsa onun içini çıkarıyoruz.
Ayıkladığımız bezelyeleri az tuzlu suda haşlıyoruz.
Süzgece alıp suyunu süzdürüyoruz.
Biraz tuzlayıp mısır ununa buluyoruz.Çok da fazla mısır ununa bulamayalım o zaman da çok lezzetli olmuyor.
Çok az zeytinyağı döktüğümüz tavaya yayıyoruz.Üzerine kapak kapatıp kısık ateşte kızartıyoruz.
Bir tarafı pişince kapak yardımıyla ters çevirip diğer tarafı da kızartıyoruz.Ocaktan inmeye yakın üzerine bir yumurta kırıyoruz.
Yumurta kırmak istemezseniz öyle de olur.
Yumurtalar da pişince düz bir tabağa alıp servis ediyoruz.

BURADA CANIM OĞLUMUN YENİ AÇTIĞI İLGİNÇ BİR BLOĞU VAR..ZİYARET EDERSENİZ ÇOK SEVİNECEKTİR...
 
Sponsorlar : Yemek Tarifleri | Yemek Tarifi
Copyright © 2013. Bomba Yemek Tarifleri - Tüm Hakları Saklıdır.
Özel tasarım ürünler